Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PARAKEET : English Turkish

n. muhabbetkuşu

PARALDEHYDE : English Turkish

n. paraldehit

PARALINGUISTICS : English Turkish

n. güzel konuşma bilgisi, ton ve jestlerle ilgili dilbilgisi

PARALLACTIC : English Turkish

adj. paralaktik, paralaks bakımından

PARALLAX : English Turkish

n. paralaks

PARALLEL : English Turkish

n. paralel çizgi, benzerlik, paralel, benzer

PARALLEL : English Turkish

v. paralel yapmak, paralel olmak, karşılaştırmak, kıyaslamak

PARALLEL : English Turkish

adj. paralel, koşut, benzer

PARALLELISM : English Turkish

n. paralellik, benzerlik, koşutçuluk

PARALLELOGRAM : English Turkish

n. paralelkenar

PARALOGISM : English Turkish

n. paralojizm, yanılgı, mantıksızlık

PARALYMPICS : English Turkish

n. Engelliler Olimpiyatı, engelli sporcular için spor müsabakaları

PARALYSATION : English Turkish

n. felç olma, aksama

PARALYSE : English Turkish

v. felç etmek, aksatmak, durdurmak

PARALYSED : English Turkish

adj. felçli, çarpık

PARALYSIS : English Turkish

n. felç, inme, felç olma, durdurulma

PARALYTIC : English Turkish

n. felçli

PARALYTIC : English Turkish

adj. felçli, kötürüm, inmeli

PARALYZE : English Turkish

v. felç etmek, durdurmak, aksatmak

PARALYZED : English Turkish

adj. kötürüm

PARAMAGNETIC : English Turkish

adj. mıknatısla çekilebilen, paramanyetik

PARAMARIBO : English Turkish

n. Paramaribo, Surinam'ın başkenti

PARAMEDIC : English Turkish

n. yardımcı sağlık hizmeti veren kimse, paraşütçü askeri doktor

PARAMETER : English Turkish

n. parametre, katsayı, karakteristik özellik

PARAMILITARY : English Turkish

adj. yarı askeri