Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ATTACHE : English Turkish

n. ataşe

ATTACHE CASE : English Turkish

evrak çantası

ATTACHED : English Turkish

adj. bağlı, ekli, takılı, yapışık, bitişik, sabit

ATTACHED A SALARY : English Turkish

ipotekli gelir, hacizli gelir, bir gelir üzerindeki ilk yasal hak

ATTACHED AUTHORITY : English Turkish

ağlı yetki, bir mahkemenin belli bir dava ile ilgili tüm meselelere bakma yetkisi

ATTACHED HEREWITH : English Turkish

ilişikte sunulmuştur, ekte sunulmuştur (mektupla birlikte ilişikte başka bir şeyin de bulunduğunu belirtmek için mektuba yazılır)

ATTACHED IMPORTANCE : English Turkish

önem verdi, önemsedi, önem yükledi

ATTACHED TO : English Turkish

-e bağlı,
e ilişik,
e iliştirilmiş;
e zorunlu;
e ekli,
e eklenmiş

ATTACHED TO HIM : English Turkish

ona bağlandı, ona bağlı oldu

ATTACHED TO THE UNIT : English Turkish

irime bağlı, birime ilintili, birime ilişik, birime bitişik, bölüme ekli, bölüme bağlı

ATTACHEDLY : English Turkish

adv. bağlı bir şekilde, bitişik bir şekilde, ilişik bir şekilde, eklenmiş bir şekilde

ATTACHER : English Turkish

n. bağlayan şey veya kimse, iliştiren, bitiştiren, birleştiren, ekleyen

ATTACHMENT : English Turkish

n. bağlılık; ilgi, parça, aksesuar, alâka; sevgi, dostluk; haciz

ATTACHMENT OF A DEBT : English Turkish

n. alacağın haczi

ATTACHMENT ORDER : English Turkish

haciz emri, haciz kararı, yasal süreçle mala el koymaya yetki veren belge

ATTACHMENT PARENTING : English Turkish

n. ebeveyne bağlılık, çocuklukta anne babayla olan güçlü duygusal bağların yetişkinlik döneminde güvenli ve olumlu ilişkilerin bir habercisi olduğuna dayanan felsefe

ATTACK : English Turkish

n. saldırı, hücum, atak, hamle, koyulma, girişme; çatma, dil uzatma; tutulma, yakalanma; nöbet; kriz

ATTACK : English Turkish

v. saldırmak, hücum etmek, girişmek, hamle yapmak; tecâvüz etmek; çatmak, eleştirmek, uğraşmak, koyulmak, taarruz etmek; tutulmak, yakalanmak; aşındırmak; dil uzatmak

ATTACK DOG : English Turkish

saldırı köpeği, korunma köpeği, saldırmak üzere eğitilmiş köpek

ATTACK ECHELON : English Turkish

taarruz kademesi, saldırı birimi, saldırı için paralel hatlar şeklinde konuşlandırılmış askerî birim

ATTACK HELICOPTER : English Turkish

saldırı helikopteri, hücum helikopteri, muharebe helikopteri, savaş halinde hava saldırıları gerçekleştirmek amacıyla kullanılan helikopter tipi

ATTACK OF HYSTERICS : English Turkish

n. isteri nöbeti

ATTACK ON PUBLIC PROPERTY : English Turkish

kamu malına yapılan saldırı, bir bütün olarak kamuya ait olan mala verilen zarar

ATTACK POLITICS : English Turkish

saldırı politikası, hücum siyaseti, aksaklıklarına dikkat çekerek muhalefeti itibarsızlaştırmak amacıyla tasarlanmış negatif kampanya veya başka türlü siyasi faaliyet

ATTACK SUDDENLY : English Turkish

v. basmak