Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PLEAD GUILTY : English Turkish

suçu kabullenmek, suçunu itiraf etmek

PLEAD NOT GUILTY : English Turkish

suçu reddetmek

PLEADER : English Turkish

n. avukat, dava vekili

PLEADING : English Turkish

n. dava açma, dava, ileri sürme, iddia, adına konuşma, rica, yalvarma

PLEADING : English Turkish

adj. yalvaran, rica eden

PLEADINGS : English Turkish

n. savunma

PLEASANT : English Turkish

adj. hoş, güzel, keyifli, tatlı, şirin, sevimli

PLEASANT DREAMS : English Turkish

interj. tatlı rüyalar

PLEASANT SPOKEN : English Turkish

adj. tatlı dilli

PLEASANTLY : English Turkish

adv. hoşça, bülbül gibi

PLEASANTNESS : English Turkish

n. hoşluk, hoşa gitme

PLEASANTRY : English Turkish

n. şakacılık, şaka, neşe

PLEASE : English Turkish

interj. lütfen, rica ederim

PLEASE : English Turkish

v. memnun etmek, hoşuna gitmek, hoşnut etmek, keyif vermek, tenezzül etmek, buyurmak

PLEASE ASK CUSTOMER SERVICE : English Turkish

lütfen müşteri hizmetlerine sorun

PLEASE ASK HIM TO CALL ME : English Turkish

ona beni aramasını söyleyin lütfen

PLEASE BLOW DRY MY HAIR : English Turkish

saçıma fön çekin lütfen

PLEASE BRING ME A BLANKET : English Turkish

lütfen bir battaniye getirin

PLEASE BRING ME AN ASHTRAY : English Turkish

lütfen bir kül tablası getirin

PLEASE BRING ME ANOTHER PILLOW : English Turkish

lütfen bir tane daha yastık getirin

PLEASE BRING ME ANOTHER TOWEL : English Turkish

lütfen bir tane daha havlu getirin

PLEASE BRING ME MORE HANGERS : English Turkish

lütfen daha askı getirin

PLEASE BRING ME SOME CLEAN SHEETS : English Turkish

lütfen temiz çarşaf getirin

PLEASE BRING ME SOME EXTRA SOAP : English Turkish

lütfen daha sabun getirin

PLEASE BRING ME SOME HOT WATER : English Turkish

lütfen biraz sıcak su getirin