Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PREFERENTIAL : English Turkish

adj. tercihli, ayrıcalıklı, imtiyazlı, öncelikli

PREFERENTIAL TREATMENT : English Turkish

ayrıcalıklı davranma

PREFERENTIALLY : English Turkish

adv. tercihen

PREFERMENT : English Turkish

n. terfi, yükselme, atama, tayin, sunma, arz

PREFERRED : English Turkish

adj. öncelikli, gözde, tercihli

PREFIGURATION : English Turkish

n. önceden kafasında canlandırma, önceden fikir edinme, delâlet etme

PREFIGURE : English Turkish

v. delâlet etmek, önceden fikir vermek, önceden kavramak

PREFIX : English Turkish

n. önek, ismin önüne konan ünvan

PREFIX : English Turkish

v. başına eklemek, önek koymak, önüne eklemek

PREGGERS : English Turkish

adj. gebe, hamile

PREGNABLE : English Turkish

adj. zaptolunur

PREGNANCY : English Turkish

n. hamilelik, gebelik, gebe olma, anlam içerme

PREGNANT : English Turkish

adj. gebe, hamile, yaratıcı, verimli, anlamlı, manâlı

PREHEAT : English Turkish

v. önceden ısıtmak

PREHENSILE : English Turkish

adj. kavrayabilen, tutma yeteneği olan, tutmaya yarayan

PREHENSION : English Turkish

n. tutma, kavrama, anlama

PREHISTORIC : English Turkish

adj. prehistorik, tarih öncesi, tarih öncesine ait

PREHISTORICAL : English Turkish

adj. prehistorik, tarih öncesi, tarih öncesine ait

PREHISTORY : English Turkish

n. tarih öncesi

PREIGNITION : English Turkish

n. ateşleme avansı, erken ateşleme

PREJUDGE : English Turkish

v. önceden hüküm vermek, önyargılı olmak, önyargıda bulunmak, peşin hüküm vermek

PREJUDGEMENT : English Turkish

n. yargılamadan verilen hüküm, peşin hüküm, önyargı

PREJUDGMENT : English Turkish

n. yargılamadan verilen hüküm, peşin hüküm, önyargı

PREJUDICE : English Turkish

n. önyargı, peşin hüküm, sakınca (hukuk), zarar (hukuk)

PREJUDICE : English Turkish

v. etki altında bırakmak, önyargılı olmasına neden olmak, zarar vermek (hukuk)