Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PREMEDITATEDLY : English Turkish

adv. önceden düşünerek, önceden tasarlayarak

PREMEDITATION : English Turkish

n. önceden tasarlama, taammüd, kasıt

PREMIER : English Turkish

n. başbakan

PREMIER : English Turkish

adj. ilk, birinci, baş

PREMIERE : English Turkish

n. gala, primadonna, baş kadın oyuncu (opera), baş balerin

PREMIERE : English Turkish

v. galasını yapmak

PREMIERSHIP : English Turkish

n. başbakanlık

PREMISE : English Turkish

n. öncül

PREMISE : English Turkish

v. önceden açıklamak, önermenin nedeni olarak göstermek

PREMISES : English Turkish

n. ana maddeler, arazi, taşınmaz mülk, mülk, yer, çevre

PREMIUM : English Turkish

n. prim, ödül, ikramiye, kâr payı, getiri, çıraklık ücreti

PREMOLAR : English Turkish

n. küçük azıdişi

PREMOLAR : English Turkish

adj. küçük azıdişine ait

PREMONITION : English Turkish

n. uyarma, önsezi, içine doğma

PREMONITORY : English Turkish

adj. uyarıcı, haber verici

PREMONITORY SYMPTOM : English Turkish

n. uyarıcı belirti

PRENATAL : English Turkish

adj. doğum öncesi, doğumdan önceki

PRENTICE : English Turkish

n. acemi, çırak

PREOCCUPANCY : English Turkish

n. önceden yerleşme, daha önce kapma, taraf tutma

PREOCCUPATION : English Turkish

n. taraflılık, endişe, kaygı, kafası meşgul olma, önceden yerleşme, önce gelen iş

PREOCCUPIED : English Turkish

adj. kafası meşgul, endişeli, dalgın

PREOCCUPY : English Turkish

v. düşündürmek, zihnini meşgul etmek, kafasını kurcalamak, endişelendirmek, önce kapmak

PREORDAIN : English Turkish

v. önceden nasip etmek

PREP : English Turkish

adj. hazırlık okulu (üniv.), hazırlık öğrencisi (üniv.), özel ilkokul [brit.], ev ödevi [brit.]

PREPACK : English Turkish

v. önceden paketlemek