Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PRICKING : English Turkish

adj. iğneleyici

PRICKLE : English Turkish

n. diken, sivri uç, karıncalanma, iğnelenme

PRICKLE : English Turkish

v. karıncalanmak, batırmak, iğnelemek

PRICKLY : English Turkish

adj. dikenli, iğne gibi batan, karıncalanan, huysuz, çabuk sinirlenen, asabi

PRICKLY HEAT : English Turkish

isilik

PRICKLY PEAR : English Turkish

frenk inciri

PRICKS OF CONSCIENCE : English Turkish

vicdan azabı

PRICY : English Turkish

adj. pahalı

PRIDE : English Turkish

n. gurur, kibirlilik, ağalık, azamet, övünç, iftihar, haysiyet, kıvanç, övünç kaynağı, izzetinefis, onur, şeref, kibir, kendini beğenmişlik, tafra, gösteriş, ihtişam, en parlak zaman, aslan sürüsü

PRIDE AND PREJUDICE : English Turkish

n. Gurur ve Önyargı, Jane Austen tarafından yazılan ve 1813 senesinde yayımlanan roman

PRIDE OF PLACE : English Turkish

en yüksek mevki, tepe mevki

PRIDE ONESELF : English Turkish

gurur duymak, iftihar etmek, övünç duymak, övünmek (ile)

PRIDE ONESELF ON : English Turkish

gurur duymak, övünmek

PRIEST : English Turkish

n. keşiş, papaz, rahip

PRIESTCRAFT : English Turkish

n. papazlık işi (kötü)

PRIESTESS : English Turkish

n. rahibe

PRIESTHOOD : English Turkish

n. papazlık, rahiplik, papazlar

PRIESTLY : English Turkish

adj. papaza ait, papaz gibi

PRIG : English Turkish

v. aşırmak, yürütmek

PRIG : English Turkish

n. kendini beğenmiş, ukalâ, bilgiç, fazilet, doğruluk

PRIGGISH : English Turkish

adj. ukalâca, bilgiçlik taslayan, ukalâ, kendini beğenmiş

PRIM : English Turkish

adj. aşırı resmi, aşırı ciddi, kuralcı, aşırı düzenli

PRIM : English Turkish

v. çok ciddi davranmak, resmi davranmak

PRIM AND PROPER : English Turkish

aşırı kuralcı, aşırı titiz (kuralcı)

PRIM UP ONE'S MOUTH : English Turkish

v. dudaklarını büzmek