Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PREVARICATE : English Turkish

v. kaçamak cevap vermek, kaçamaklı söz söylemek, yalan söylemek

PREVARICATION : English Turkish

n. kaçamak söz, yalan, yalan ifade

PREVARICATOR : English Turkish

n. yalancı

PREVENT : English Turkish

v. önüne geçmek, menetmek, önlemek, engel olmak, önden gitmek, yol göstermek

PREVENT FROM : English Turkish

v. önlemek, engellemek

PREVENTION : English Turkish

n. korunma, önleme, engelleme, önlem, önleyici tedbir

PREVENTIVE : English Turkish

n. önleyici ilaç, önlem

PREVENTIVE : English Turkish

adj. önleyici, koruyucu

PREVENTIVE INOCULATION : English Turkish

n. koruyucu aşı

PREVENTIVE MEDICINE : English Turkish

koruyucu hekimlik

PREVIEW : English Turkish

n. gala öncesi özel gösterim

PREVIOUS : English Turkish

adj. önceki, eski, sabık, evvelki, geçmiş, zamanından önce olan

PREVIOUS CONVICTION : English Turkish

sabıka

PREVIOUS TO : English Turkish

den önce, den evvel

PREVIOUSLY : English Turkish

adv. önceden, bundan önce, evvelce

PREVIOUSLY CONVICTED : English Turkish

n. sabıkalı

PREVOCATIONAL : English Turkish

adj. meslek öncesi, meslek okulu öncesi

PREVUE : English Turkish

n. film gösterime girmeden yayınlanan sahneler

PREWAR : English Turkish

adj. savaş öncesi

PREY : English Turkish

n. av, kurban, yem

PREY : English Turkish

v. yağmaya gitmek

PREY ON : English Turkish

avlamak, avlayıp yemek, yağmalamak, içine dert olmak, huzursuz etmek, kafasına takılmak

PREY ON ONE'S MIND : English Turkish

v. dert olmak

PREY UPON : English Turkish

avlamak, avlayıp yemek, yağmalamak, yiyip bitirmek, içine dert olmak, hutursuz etmek

PREY UPON ONE'S MIND : English Turkish

v. dert olmak