Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PRETERNATURAL : English Turkish

adj. olağandışı, doğaüstü, olağanüstü, anormal

PRETEXT : English Turkish

n. bahane, kulp

PRETORIA : English Turkish

n. Pretoria, Güney Afrika'nın başkenti

PRETRIAL : English Turkish

n. ön duruşma

PRETRIAL : English Turkish

adj. ön duruşma ile ilgili

PRETTIFY : English Turkish

v. güzelleştirmek, hoşlaştırmak, aşırı süslemek

PRETTILY : English Turkish

adv. güzel, sevimli, hoş

PRETTINESS : English Turkish

n. güzellik

PRETTY : English Turkish

adj. güzel, hoş, cici, hayli, sevimli, zarif

PRETTY : English Turkish

adv. epeyce, bayağı, çok, oldukça

PRETTY BIG : English Turkish

adj. oldukça büyük

PRETTY DAMN QUICK : English Turkish

adv. aniden, bir kerede, gecikmeksizin (Argo)

PRETTY GIRL : English Turkish

güzel kız, cici kız

PRETTY GOOD PRIVACY : English Turkish

PGP, kişisel bilgisayarlar için yaygın kodlama programı

PRETTY KETTLE OF FISH : English Turkish

ayıkla pirincin taşını, karışıklık

PRETTY MUCH : English Turkish

neredeyse, hemen hemen, aşağı yukarı, büyük ölçüde

PRETTY UP : English Turkish

güzelleştirmek, sevimli bir hava vermek

PRETTY WELL : English Turkish

epey

PRETZEL : English Turkish

n. tuzlu kraker, pretzel, tuzlu simit

PREVAIL : English Turkish

v. galip gelmek, yenmek, hüküm sürmek, yürürlükte olmak, yaygın olmak, etkili olmak

PREVAIL ON : English Turkish

azı etmek, ikna etmek

PREVAIL UPON : English Turkish

azı etmek, ikna etmek

PREVAILING : English Turkish

adj. galip, egemen, yaygın, geçerli, genel, cari

PREVALENCE : English Turkish

n. egemen olma, yaygınlık

PREVALENT : English Turkish

adj. yaygın, genel, mevcut, hüküm süren