Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PROTECTIONIST : English Turkish

n. korumacılık yanlısı, ithal mallarını ağır vergilendirme yanlısı

PROTECTIVE : English Turkish

adj. koruyucu, koruma, sahip çıkan

PROTECTIVE CUSTODY : English Turkish

ihtiyati tutuklama

PROTECTIVE GOGGLES : English Turkish

n. koruyucu gözlük

PROTECTOR : English Turkish

n. hami, koruyucu, kral vekili

PROTECTORATE : English Turkish

n. hamilik, kral vekilliği, büyük ülkenin idaresi

PROTECTRESS : English Turkish

n. koruyucu (kadın), kadın koruyucu

PROTEGE : English Turkish

n. korunan kimse, kayırılan kimse

PROTEIN : English Turkish

n. protein

PROTEROZOIC EON : English Turkish

n. Proterozoik çağ, (Jeoloji) yeryüzünde yaşamın ilk olarak ortaya çıktığı çağı temsil eden çok uzun zaman öncesi

PROTEST : English Turkish

n. ihtarname, protesto, itiraz, karşı gelme

PROTEST : English Turkish

v. itiraz etmek, karşı çıkmak, protesto etmek, reddetmek, protesto çekmek, iddia etmek, teminât vermek

PROTEST AGAINST : English Turkish

v. itiraz etmek, karşı çıkmak, protesto etmek, ayaklanmak

PROTESTANT : English Turkish

n. protestan

PROTESTANT : English Turkish

adj. protestan

PROTESTANTISM : English Turkish

n. protestanlık

PROTESTATION : English Turkish

n. iddia, itiraz, protesto

PROTESTER : English Turkish

n. itirazcı, protestocu, gösterici

PROTESTING : English Turkish

n. karşı çıkma

PROTESTING : English Turkish

adj. protesto eden, karşı çıkan

PROTEUS : English Turkish

n. değişen şey, değişken kimse, mağara semenderi

PROTHESIS : English Turkish

n. protez, takma organ, önses ilavesi

PROTISTA : English Turkish

n. tek hücreli canlı

PROTIUM : English Turkish

n. protium, bayağı hidrojen

PROTO : English Turkish

pref. proto, ilk, ilkel