Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ROALD AMUNDSEN : English Turkish

n. Roald Engelbregt Gravning Amundsen (
1928), 1911'de Güney Kutbu'nu ilk keşfeden Norveçli kaşif

ROALD ENGELBREGT GRAVNING AMUNDSEN : English Turkish

Roald Amundsen (
1928), 1911'de Güney Kutbu'nu ilk keşfeden Norveçli kaşif

ROAM : English Turkish

n. dolaşma, gezinme, gezme

ROAM : English Turkish

v. gezinmek, dolaşmak, amaçsız gezinmek

ROAM ABOUT : English Turkish

v. aylak aylak dolaşmak, boş boş gezinmek, amaçsız gezinmek, başıboş dolaşmak

ROAM ABOUT THE COUNTRY : English Turkish

ülkeyi turlamak, ülke içerisinde başıboş dolaşmak, bir ülke içerisinde bir yerden bir yere gitmek, bir ülke içerisinde diyar diyar dolaşmak

ROAM AROUND : English Turkish

v. gezmek, dolaşmak, başıboş dolaşmak, amaçsızca bir yerden bir yere gitmek, oyalanmak

ROAMER : English Turkish

n. göçebe, gezgin, avare, serseri, amaçsız bir şekilde seyahat eden kimse

ROAN : English Turkish

n. demir kırı at, meşin

ROAN : English Turkish

adj. demir kırı, mercan kırı, benekli (at, inek)

ROAR : English Turkish

n. kükreme, gürleme, uğultu, uğuldama, gürültü

ROAR : English Turkish

v. kükremek, gürlemek, uğuldamak, haykırmak, bağırmak, hırıltılı solumak (at), bağıra çağıra söylemek

ROAR A COMMAND : English Turkish

ağıra çağıra bir emir vermek, bir komutu kükreyerek vermek, bir emri yüksek sesle bağırmak, bir komut haykırmak, kızgın ve böğürerek bir emir vermek

ROAR OF A LION : English Turkish

aslan kükremesi, bir aslanın çıkardığı ses

ROAR OF CANNONS : English Turkish

topların kükremesi, topların gürlemesi, top ateşinin yarattığı ses, savaşın sesleri

ROAR OF ENGINES : English Turkish

motorların kükremesi, çalışan motorlar tarafından üretilen sesler

ROAR OF THE LION : English Turkish

aslan kükremesi, bir aslanın çıkardığı ses

ROAR ONESELF HOARSE : English Turkish

sesi kısılana kadar bağırıp çağırmak, sesini kaybedene kadar bağırıp haykırmak, sesi kısılana kadar çığlık atmak

ROAR PAST : English Turkish

kükreyerek geçmek, bağırıp çağırarak geçmek, çok gürültülü bir şekilde geçmek, gürültülü bir şekilde geçip gitmek

ROAR WITH LAUGHTER : English Turkish

kahkaha patlatmak, kontrol edilemez bir şekilde gülmek, kahkahalara boğulmak

ROARER : English Turkish

n. kükreyen kimse veya şey, haykıran bağırıp çağıran kimse

ROARING : English Turkish

n. kükreme, gürleme, uğultu, uğuldama, gürültü, gümbürtü, gürültülü kahkaha

ROARING : English Turkish

adj. kükreyen, gürleyen, uğuldayan, gürültülü, hararetli, çok iyi, kapış kapış satılan, fanatik

ROARING SUCCESS : English Turkish

çok iyi başarı, bas bas bağıran başarı, büyük başarı, devasa başarı

ROARING TWENTIES : English Turkish

1920'ler dönemi (çılgın hayat tarzlarıyla, içki yasağının olduğu ve gizlice içki satılan mekanlarıyla, ve ekonomik zenginlikle karakterize)