Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ROAD WORKS : English Turkish

interj. yol çalışması

ROAD-SIDE EXPLOSION : English Turkish

yol kenarı patlaması, yol kenarında bir bombanın patlaması, yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması

ROAD-SURVEYOR : English Turkish

yol bilirkişisi, yol ölçümcüsü, yolları ölçen ve inceleyen kimse

ROADABILITY : English Turkish

n. yola uygunluk, yola dayanıklılık

ROADBED : English Turkish

n. yol temeli, demiryolu hattı, sabit hat

ROADBLOCK : English Turkish

n. barikat, bariyer, yolu kapatan engel

ROADBOOK : English Turkish

n. yol kılavuzu

ROADHOLDING : English Turkish

n. yol tutuşu, yolu kavrama

ROADHOUSE : English Turkish

n. karayolu dinlenme tesisi, park alanı, büyük bir otoban kenarında bulunan küçük taverna veya gece kulübü

ROADIE : English Turkish

n. bir rock grubu ile seyahat ederek gösteri ekipmanlarını kuran ve söken kimse (ayrıca roady diye telaffuz edilen)

ROADKILL : English Turkish

n. yol üzerinde bir araba tarafından öldürülmüş hayvan

ROADLESS : English Turkish

adj. yolu olmayan

ROADMAN : English Turkish

n. yol işçisi, seyyar satıcı

ROADROLLER : English Turkish

n. silindir, asfaltı düzleyen silindir arabası, yolu ve yol kaplaması için dökülen malzemeyi ezerek birleştiren veya yolu düzlemek için kullanılan geniş ağır düz tekerleri olan araç veya makina; bu işi yapan kimse

ROADRUNNER : English Turkish

n. yol koşucusu, guguk kuşu ailesinden süratli koşan uzun kuyruklu çöl kuşu (Orta Amerika, Meksika ve güneybatı ABD'ye özgü)

ROADS : English Turkish

n. demirleme yeri, liman ağzı, dış liman

ROADSIDE : English Turkish

n. yol kenarı

ROADSIDE EXPLOSIVE CHARGE : English Turkish

yol kenarı patlayıcı saldırısı, yol kenarında bulunan bomba

ROADSTEAD : English Turkish

n. liman ağzı, dış liman, demir atma yeri

ROADSTER : English Turkish

n. üstü açık araba, bisiklet, uzun yol bisikleti, binek atı

ROADTRIP : English Turkish

n. karayolu yolculuğu, karayolu seyahati, araba ile yapılan uzun seyehat, bir otomobil içerisinde çevresel manzarayı görerek yapılan uzun seyehat

ROADWAY : English Turkish

n. şerit, yol şeridi

ROADWORK : English Turkish

n. koşu antremanı

ROADWORTHINESS : English Turkish

n. trafiğe çıkabilirlik

ROADWORTHY : English Turkish

adj. trafiğe çıkabilir, yola çıkabilir nitelikte