English Turkish
ROSEBED : English Turkish
n. içerisinde güllerin yetiştiği çiçek bahçesi veya çiçek yatağı
ROSEBUD : English Turkish
n. gonca, gül goncası
ROSEBUSH : English Turkish
n. gül ağacı, gül çalısı
ROSEFISH : English Turkish
n. Amerika ve Avrupa'nın kuzey kıyısında bulunan büyük balık, okyanus levreği; Kuzey Atlantik'te bulunan kaya balığı; kırmızı balık
ROSEHIP : English Turkish
n. kuşburnu
ROSELEAF : English Turkish
n. (Argo) anüsün öpme veya yalama yoluyla oral olarak cinsel yönden tahrik edilmesi hareketi
ROSEMARY : English Turkish
n. biberiye
ROSENBLUM : English Turkish
n. bir soyadı
ROSEOLA : English Turkish
n. rozeol, isilikli bir çocuk hastalığı, kızamıkçık
ROSERY : English Turkish
n. gül bahçesi
ROSETTA : English Turkish
n. Raşit isminin İngilizceleşmiş şekli, Mısır'da Akdeniz kıyısında bulunan bir şehir; bir bayan ismi; bir soyadı
ROSETTA STONE : English Turkish
n. Rosetta taşı, aynı metnin Yunanca ayrıca antik Mısır hiyeroglif yazısı ve yalın kil yazısı ile yazılmış şekillerinin olduğu Mısır'da Rosetta yakınlarında 1799 yılında Fransız askerlerince bulunan yazılı siyah taş levha; bir problemi yada bulmacayı çözmede önemli ve kritik bir bilgi sağlayan ipucu veya keşif
ROSETTE : English Turkish
n. rozet
ROSETTED : English Turkish
adj. rozetli, rozet biçiminde
ROSEWATER : English Turkish
n. gülsuyu, çok önemli ve hayati gül yağı emdirilmiş su (bir parfüm olarak kullanılan)
ROSEWOOD : English Turkish
n. gül ağacı, pelesenk
ROSH : English Turkish
n. (İbranice) çıkış, baş, üst, başlangıç ("Rosh Hashana" gibi ifadelerde kullanılan)
ROSH HAAIN : English Turkish
orta İsrail'de Petah Tikvah'ın doğusunda bulunan bir kasaba
ROSH HAAYIN : English Turkish
orta İsrail'de Petah Tikvah'ın doğusunda bulunan bir kasaba
ROSH HAKAHAL : English Turkish
toplum lideri
ROSH HASHANAH : English Turkish
Yahudiler'in yeni yılı
ROSICRUCIAN : English Turkish
n. 15 veya 17'nci yüzyıldan kalma Christian Rosenkreuz tarafından kurulan gizli cemiyet (Gül Haçı sembolü ile bağlantılı)
ROSIE : English Turkish
n. bir bayan ismi
ROSILY : English Turkish
adv. gül renkli, pempe veya kırmızı renkli; optimist bir şekilde, iyimser bir şekilde, neşeli bir şekilde
ROSIN : English Turkish
n. reçine
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani