Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SICK NURSING : English Turkish

n. hemşirelik

SICK OF : English Turkish

v. bıkmış

SICK OF HIM : English Turkish

ondan bıkmış

SICK OF ME YET : English Turkish

enden sıkıldınmı?, seni sıkıyormuyum? (İnternet)

SICK PAY : English Turkish

hastalık parası

SICK PERSON : English Turkish

hasta insan, hastalıktan muzdarip kimse

SICK REPORT : English Turkish

n. rapor, hasta raporu, hasta kâğıdı

SICK ROOM : English Turkish

hasta odası, hemşire ihtiyacı içerisinde olmayan hasta insanlar için oda

SPOT CHECK : English Turkish

gelişigüzel kontrol, rasgele yoklama, ani denetim

SPOT GOODS : English Turkish

peşin para ile alınan şeyler, hemen teslim edilen mallar

SPOT MARKET : English Turkish

spot piyasası, alışverişin peşin para ile gerçekleştiği ve teslimatın anında yapıldığı mallar piyasası

SPOT NEWS : English Turkish

kısa haberler, haberlerden özetler

SPOT OF : English Turkish

adj. azıcık, çok az, bir damla

SPOT OF INK : English Turkish

mürekkep lekesi, mürekkep izi

SPOT OF LUNCH : English Turkish

hafif öğle yemeği, küçük yemek, hafif yiyecek

SPOT ON : English Turkish

tam, kesin, doğru

SPOT ON THE MAP : English Turkish

haritadaki nokta, bir harita üzerinde işaretlenen nokta, haritadaki bir yer

SPOT PRICE : English Turkish

peşin fiyatı, hemen teslim fiyatı, spot fiyat

SPOT RATE : English Turkish

spot kur, spot oran, cari kur, normal işlemler için kabul edilen piyasa faiz oranı

SPOT REMOVER : English Turkish

n. leke çıkarıcı

SPOT TEST : English Turkish

gelişigüzel kontrol, ani denetim

SPOT WELD : English Turkish

v. nokta kaynağı ile tutturmak

SPOTLESS : English Turkish

adj. lekesiz

SPOTLESSLY : English Turkish

adv. lekesiz bir şekilde, izsiz bir şekilde; mükemmel bir şekilde, kusursuz bir şekilde

SPOTLESSLY CLEAN : English Turkish

adj. tertemiz