English Turkish
ROZEN : English Turkish
n. bir soyadı
ROZZER : English Turkish
n. polis [arg.], aynasız
RP : English Turkish
geçerli standart, orjinalinde İngiltere'nin güneyindeki eğitimli insanların kullandığı standart İngiliz İngilizcesi telaffuzu
RPG : English Turkish
her oyuncunun belli bir karakterin rolünü üstlendiği ve önceden hazırlanmış bir senaryo olmaksızın olay ve durum yarattığı oyun (ayrıca İnternet'te)
RPG : English Turkish
oket sevkli elbombası, savaş başlığının ucundaki tüp içinde patlayıcı bulunan güdümsüz roket atan omuzdan ateşlenen elde taşınabilir Sovyet yapımı bir anti tank silahı
RPI : English Turkish
(İngiltere) Tüketici Fiyat Endeksi, belirli bir zamandaki ihtiyaç maddeleri ve hizmet fiyatlarının aynı maddeler ve hizmetler açısından temel alınan esas dönemdeki fiyatlarla karşılaştırılması
RPM : English Turkish
n. dakikadaki dönü sayısı, bir dakikada gerçekleştirilen tam devir sayısı; (Bilgisayar) disk sürücünün bir dakikada gerçekleştirdiği tam devir sayısı
RPV : English Turkish
uzaktan kumandalı araç, uzaktan kumanda ile kontrol edilip çalıştırılan insansız araç
RSA : English Turkish
şifreleme ve deşifre için kamu ve özel anahtarlardan faydalanan ve matematiksel bir algoritma temeline dayanan yaygın şekilde kullanılan şifreleme teknolojisi (ismini üç mucidinden alır)
RSA SECUREPC : English Turkish
ir ofiste dosyaların ortak kullanımına imkan veren dosya şifreleme programı
RSI : English Turkish
tekrarlanan hareketlerin tendon ve yumuşak dokularda sebep olduğu hasarlar (genellikle montaj hatları, bilgisayar vb. üzerinde çalışmaktan ötürü el ve bileklerde oluşan)
RSM : English Turkish
alay başçavuşu, bir alayın baş yönetim danışmanı olarak hizmet eden astsubay (Askeri)
RSN : English Turkish
çok kısa bir zamanda, her an olabilir (İnternet jargonu)
RSS : English Turkish
ir sitedeki güncelleme listelerini tutmak için belge türleri veya XML dosya biçimleri ailesi
RSVP : English Turkish
İnternet kullanıcılarına yüksek bant yayın ve aktarım kanalları ayıracak şu an geliştirilme aşamasında olan protokol (İnternet)
RTC : English Turkish
gerçek zaman saati, bilgisayarın içinde DOS içerisindeki ZAMAN emri marifeti ile o anki zamanı gösteren saat (bilgisayar kapatılsada çalışmaya devam eden)
RTF : English Turkish
n. zengin teks formatı, metin dosyaları oluşturmak için kullanılan temel tasarım komutlarını içeren dosya (Bilgisayar)
RTFAQ : English Turkish
Sıkça Sorulan Sorular'ı oku, soru ve cevap bölümünü oku (İnternet jargonu)
RTFM : English Turkish
n. kahrolası kullanma klavuzunu oku, kullanıcının aptalca sorular içeren mail yada mesaj göndermeden önce kullanıcı klavuzunu okunmasını söyleyen sinirli istek (İnternet jargonu)
RTM : English Turkish
kullanma klavuzunu oku, talimat kitabını oku (İnternet jargonu, RTFM'nin nazik şekli)
RTM : English Turkish
marketlerden alınabilir, halkın tamamı tarafından ulaşılabilir
RTS : English Turkish
gönderme talebi, bir veri terminalinden (DTE) gelen ve veri transferi için izin talep eden (DCE) sinyal
RU : English Turkish
n. nadir bulunan metalik kimyasal element (Kimya)
RUB : English Turkish
n. ovma, ovalama, ovarak sürme, sürtme, sürtünme, friksiyon yapma, güçlük, engel, pürüz, problem, mahzur, iğneleme, laf çaktırma, alay, engebeli oluş
RUB : English Turkish
v. ovmak, ovarak sürmek, ovuşturmak, ovalamak, sürtmek, sürtünmek, masaj yapmak, sürmek, friksiyon yapmak, zımparalamak, kazımak, klişe çıkarmak, geçinip gitmek, idare etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani