Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SAND CRACK : English Turkish

kum yarığı, bir atın toynağındaki genellikle sakatlıkla sonuçlanan dikine yarık

SAND DRIFT : English Turkish

n. kum birikintisi

SAND DUNE : English Turkish

kum tepeciği, kumul, sürüklenmiş kum tepesi, kum tümseği, kum öbeği, kumdan oluşan küçük tepe

SAND EEL : English Turkish

kum yılanbalığı

SAND GLASS : English Turkish

n. kum saati, kum camı, içerisinden bir saatte bir miktar kum veya sıvının aktığı dar bir kanalla birleştirilmiş iki cam ampulden oluşan zaman ölçme aleti

SAND GROUSE : English Turkish

n. bağırtlak

SAND HILL : English Turkish

n. kum tepeciği

SAND HOG : English Turkish

n. bir nehrin altından tünel kazan kimse; kumda çalışan veya kazılar yapan kimse; yeraltında çalışan kimse

SAND IN THE EYES : English Turkish

gözlerdeki kum, körlük, düzgün ve açık bir şekilde görememek

SAND MARTIN : English Turkish

n. kum kırlangıcı

SAND SHOES : English Turkish

ez ayakkabı

SAND SMELT : English Turkish

n. gümüş balığı [zool.]

SAND SPOUT : English Turkish

çöl fırtınası, çöl kasırgası

SAND STORM : English Turkish

kum fırtınası, rüzgarla taşınan kum fırtınası

SAND TABLE : English Turkish

kum masası, idman yapmak için kullanılan kum öbeği

SAND WASH : English Turkish

n. kum yıkaması, kumlama, malzemenin görüntüsünü yumuşatmak için elbiselerin veya kumaşların yıkanması işlemi

SAND YACHT : English Turkish

n. kum yelkenlisi

SAND-BLIND : English Turkish

kum körü, kısmi şekilde kör, kısmi görüş kaybı olan

SAND-LILY : English Turkish

kum zambağı, çiçek türü, nergis ailesinden yabani çiçek

SANDAL : English Turkish

n. sandal, sandalet, çarık

SANDALED : English Turkish

adj. sandalet giyen, çarık giyen, kayışla bağlanan tabanı olan üstü açık ayakkabı giyen

SANDALS : English Turkish

n. sandalet

SANDALWOOD : English Turkish

n. sandal ağacı

SANDBAG : English Turkish

n. kum torbası, siper torbası

SANDBAG : English Turkish

v. kum torbaları ile çevirmek (siper), kum torbası ile vurma