Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SANDWICH IN : English Turkish

v. arasına sıkıştırmak, sandviç yapmak

SANDWICH ISLANDS : English Turkish

n. sandeviç adaları, Hawai Adaları'nın küçük takımadaları, orta Pasifik Okyanusu'nda bulunan volkanik ve mercan adaları grubu, Hawai Adaları

SANDWICH MAN : English Turkish

ilan panoları ile gezen adam

SANDWICH SHOP : English Turkish

n. sandviççi

SANDWICHMAN : English Turkish

n. vücudunun heriki yanında reklam tabelası taşıyan kimse; işçi, bir ücretle/maaşla çalıştırılan kimse

SANDY : English Turkish

n. İskoçyalı

SANDY : English Turkish

adj. kumlu, kum gibi, kumluk, kum rengi, sarımsı kızıl

SANDY BAR : English Turkish

İsrailli popüler manken ve ekran yıldızı

SANDY DESERT : English Turkish

n. kum çölü

SANDY SEASHORE : English Turkish

n. kumsal

SANE : English Turkish

adj. akla yatkın, akıllıca, aklı başında, makul, insaflı

SANE AUTOMATISM : English Turkish

akıl hastalığından kaynaklanmayan delilik veya çılgınlık veya istenmeyen hareket (bir kimseyi işlediği suçtan sorumlu tutulmaktan koruyan durum)

SANE POLICY : English Turkish

akıllı politika, sağlam politika, iyi bir muhakeme ile yapılan siyaset veya davranış

SANELY : English Turkish

adv. sağlam kafayla, aklı başında olarak, sağlam bir akılla; akla uygun olarak, mantıklı olarak, makul bir şekilde, akıllı bir şekilde, sağduyulu bir şekilde, ihtiyatlı bir şekilde

SANENESS : English Turkish

n. akıl sağlamlığı; öngörü, sağduyu, ihtiyat, akla uygunluk, mantıklılık

SANFORD : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

SANFORD CLUETT : English Turkish

n. Sanford L. Cluett (
1968), tekstilde Sanforizasyon işlemini keşfeden Amerikalı

SANFORIZATION : English Turkish

n. pamuk kumaşının kalıcı olarak ve tamamen büzülmesi çekilmesi için Sanford Cluett tarafından keşfedilen işlem (tekstil endüstrisinde kullanılan) (kumaşın daha sonra çekmemesi için)

SANFORIZE : English Turkish

v. sanforlamak, çekmez hale getirmek (kumaş)

SANFORIZED : English Turkish

adj. önceden çekmiş, önceden büzüşmüş, kumaşın çekmesini önlemek için önceden işlem görmüş (kumaşlar)

SANG FROID : English Turkish

"soğuk kanlılık, acımasızlık", sakinlik, kendine hakim olma, kendini kontrol etme, akıl dinginliği, denge, kendine hakim olma (Fransızca)

SANG HIS PRAISES : English Turkish

ona methiyeler dizmiş, onu öve öve göklere çıkarmış, onun hakkında harika şeyler söylemiş, onu methetmiş

SANG HOARSELY : English Turkish

oğuk sesle şarkı söylemiş, kaba bir sesle şarkı söylemiş, enerjik bir şekilde şarkı söylemiş, tüm gücüyle bağırarak şarkı söylemiş

SANGAREE : English Turkish

n. sangria, meyve suyu ve sodalı su ile karıştırılmış kırmızı şaraptan yapılan alkollü kokteyl; çeşnilenmiş ve dondurulmuş şarap veya biradan yapılan içecek

SANGFROID : English Turkish

n. soğukkanlılık, ölçülülük, kendine hakim olma