English Turkish
SATISFIED : English Turkish
adj. tatmin olmuş, memnun, hoşnut
SATISFIED HIM : English Turkish
onu hoşnut etmiş, onu tatmin etmiş, onu memnun etmiş
SATISFIED HIS CURIOSITY : English Turkish
merakını gidermiş, merakını tatmin etmiş, konu hakkındaki merakını gidermiş ve anlamasına sebep olmuş, ona ihtiyaç duyduğu bilgiyi sağlamış
SATISFIED WITH : English Turkish
tatmin olmuş, ikna olmuş, kani olmuş, hoşnut olmuş
SATISFIER : English Turkish
n. hoşnut eden veya tatmin eden kimse, memnuniyet sağlayan kimse veya şey
SATISFY : English Turkish
v. cevap vermek, memnun etmek, tatmin etmek, hoşnut etmek, ödemek, yerine getirmek, karşılamak, inandırmak, ikna etmek, gidermek, doyurmak
SATISFY A NEED : English Turkish
v. ihtiyacı karşılamak
SATISFY ONE'S CREDITORS : English Turkish
alacaklılarını tatmin etmek, kreditörlerini hoşnut etmek, alacaklılarına borcunu geri ödemek
SATISFY THE APPETITE : English Turkish
iştahını tatmin etmiş, açlığını gidermiş; arzusunu tatmin etmiş
SATISFYING : English Turkish
adj. tatmin edici, cevap veren, yeterli, doyurucu
SATISFYING ONE'S HUNGER : English Turkish
tatmin olana kadar yemek yiyen, daha fazla açlık hissetmeyene kadar yemek yiyen
SATISFYINGLY : English Turkish
adv. tatmin edici bir şekilde, memnuniyet verici bir tarzda; ihtiyaç veya arzusunu giderecek şekilde
SATORI : English Turkish
n. ani ruhsal aydınlanma durumu (Zen Budizmi)
SATPHONE : English Turkish
n. uydu telefonu, heryerden açık portatif iletişim sağlayan ve bir uydu ağına bağlı mobil telefon
SATRAP : English Turkish
n. pers valisi, sömürge yöneticisi
SATRAPIC : English Turkish
adj. antik İran'da bir bölgenin yöneticisi ile alakalı veya ona ilişkin; ast, madun
SATRAPICAL : English Turkish
adj. antik İran'da bir bölgenin yöneticisi ile alakalı veya ona ilişkin; ast, madun
SATRAPY : English Turkish
n. Pers valisi tarafından yönetilen bölge veya eyalet (antik İran'da)
SATSUMA : English Turkish
n. Japonya'da bir şehir; Alabama'da (ABD) bir şehir
SATSUMA : English Turkish
n. satsuma, Japon mandalina türü
SATSUMA PORCELAIN : English Turkish
n. satsuma porseleni, Satsuma eyaletinden Japon porselen çeşidi
SATURABLE : English Turkish
adj. doyurulabilir, tamamen emilebilir, tamamen ıslatılabilir, tam kapasitesine kadar doldurulabilir
SATURANT : English Turkish
adj. doyuran
SATURANT : English Turkish
n. emici şey
SATURATE : English Turkish
v. doyurmak, emdirmek, ıslatmak, sırılsıklam etmek, gına getirmek, bombalamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani