English Turkish
SAT AROUND DOING NOTHING : English Turkish
hiçbirşey yapmadan oturmuş, hiçbirşey yapmadan oyalanmış, hiçbirşey yapmamış ve tembel tembel oturmuş
SAT DOWN AT THE TABLE : English Turkish
masaya oturmuş, yemeğe oturmuş
SAT IDLE : English Turkish
aylak aylak oturmuş, hiçbirşey yapmamış
SAT IN JUDGEMENT : English Turkish
yargıç olarak başkanlık etmiş
SAT ON THE BENCH : English Turkish
oyuna iştirak etmemiş (Spor)
SAT ON THE FLESHPOT : English Turkish
lüks ve bolluk içinde yaşamış, iyi yaşamış, gözü dönmüş bir şekilde yemek yemiş, herşeyin en iyisine sahip olmuş
SAT ON THE THRONE : English Turkish
tahta oturmuş, kralın koltuğuna oturmuş
SAT. : English Turkish
n. haftanın yedinci günü
SATAN : English Turkish
n. şeytan, iblis
SATANIC : English Turkish
adj. şeytani, şeytanca
SATANICAL : English Turkish
adj. şeytanla alakalı, Lucifer'le alakalı; Şeytan'ın karakteristiği, şeytani, kötü, fena, şeytan gibi, şeytanca, uğursuz, cinli
SATANICALLY : English Turkish
adv. Şeytanın özelliği olan bir şekilde, şeytani bir şekilde, şeytanca bir tarzda, uğursuz ve kötü bir tarzda
SATANISM : English Turkish
n. Satanizm, Satan (iblis) ve şeytana tapınmak, şeytana tapınma
SATANIST : English Turkish
n. satanist, Şeytana tapan, şeytana tapan kimse
SATANOPHOBIA : English Turkish
n. aşırı Şeytan korkusu, iblis korkusu
SATCHEL : English Turkish
n. omuz çantası, omuza asılan okul çantası
SATE : English Turkish
v. doyurmak, gına getirmek
SATED : English Turkish
adj. bir kimsenin bir seferde yiyebileceği veya içebileceği bir şeyden yeterli miktardan daha fazlasına sahip olan; tıka basa yemiş, aşırı yemiş
SATEEN : English Turkish
n. pamuklu atlas, saten taklidi pamuklu kumaş
SATELESS : English Turkish
adj. açgözlü, doymak bilmez, doyumsuz, aşırı derecede gözü doymaz, tatmin edilemez
SATELLITE : English Turkish
n. uydu, peyk
SATELLITE COMMUNICATION : English Turkish
uydu iletişimi, uydu üzerinden bilgi transferi
SATELLITE COMMUNITATION : English Turkish
n. uydu ile haberleşme
SATELLITE COUNTRY : English Turkish
uydu devlet, uydu ülke, sözde bağımsız fakat gerçekte bir başka ülke tarafından kontrol edilen ülke (Sovyet bloğu ülkelerinin Sovyetler Birliği tarafından kontrol edilmesi gibi)
SATELLITE DISH : English Turkish
n. uydu anteni, anten çanağı, uydu üzerinden yapılan televizyon veya radyo yayınlarını almak için tabağa benzer şekildeki cihaz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani