Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SAUK : English Turkish

n. Sauk Kızılderililerince konuşulan Algonquian dili (ayrıca Sac); Wisconsin'de (ABD) bir kasaba

SAUL : English Turkish

n. bir erkek ismi; (İncil) İsrail'in ilk kralı; (Yeni Ahit) Tarsuslu Saul, Paul'ün (Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri) orjinal ismi

SAUL BELLOW : English Turkish

n. (
2005) Kanada asıllı Amerikalı yazar, 1976 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi

SAUL OF TARSUS : English Turkish

n. (Yeni Ahit) Tarsuslu Saul, Paul'ün (Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri) orjinal ismi

SAUNA : English Turkish

n. sauna, fin hamamı

SAUNTER : English Turkish

n. aylak aylak dolaşma, gezinme

SAUNTER : English Turkish

v. aylak aylak dolaşmak, boş boş gezmek

SAUNTER ABOUT : English Turkish

v. gezip tozmak

SAUNTERER : English Turkish

n. gezinen kimse, ağır ağır dolaşan kimse, gezgin

SAURIA : English Turkish

n. kertenkeleler

SAURIAN : English Turkish

n. kertenkele türünden hayvan, timsah türünden hayvan

SAURIAN : English Turkish

adj. kertenkele türünden

SAURY : English Turkish

n. uskumru turnası

SAUSAGE : English Turkish

adj. sosis şeklinde

SAUSAGE : English Turkish

n. sucuk, sosis, alman

SAUSAGE DOG : English Turkish

n. sosis köpek

SAUSAGE MACHINE : English Turkish

n. sosis makinesi

SAUSAGE MEAT : English Turkish

n. sosis sucuk eti, baharatlı kıyma, sosis sucuk doldurmak için kullanılan veya börek pasta pişirmekte kullanılan soslanmış kıyılmış et

SAUSAGE ROLL : English Turkish

sosisli börek

SAUSSURE : English Turkish

n. bir soyadı; Ferdinand de Saussure (
1913), İsviçreli dilbilimci, yapısal dilbilimin kurucusu

SAUTE : English Turkish

n. sote

SAUTE : English Turkish

adj. sote

SAUTEED : English Turkish

adj. sote, tereyağı veya yağda hafif kavrulmuş, tavada kavrulmuş

SAUTERNE : English Turkish

n. Kaliforniya'da yapılan tatlı beyaz şarap türü

SAUTERNES : English Turkish

n. Kaliforniya'da yapılan tatlı beyaz şarap çeşiti