Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SENEGALESE : English Turkish

n. Senegal vatandaşı yada orada yaşayan kimse; Senegal halkı

SENEGALESE : English Turkish

adj. Senegal'e ait (batı Afrika'da bir ülke)

SENEGALESE CITIZEN : English Turkish

n. Senegal vatandaşı (batı Afrika'da bir ülke)

SENESCE : English Turkish

v. yaşlanmak; daha yaşlı hale gelmek

SENESCENCE : English Turkish

n. yaşlılık, ihtiyarlık

SENESCENT : English Turkish

adj. yaşlanan, ihtiyarlayan

SENESCHAL : English Turkish

n. ortaçağda büyük evlerdeki kâhya

SENICIDAL : English Turkish

adj. yaşlı bir adamın öldürülmesi ile alakalı

SENICIDE : English Turkish

n. yaşlı bir adamın öldürülmesi

SENILE : English Turkish

adj. yaşlılık, bunak, ihtiyarlıktan olan, halsiz (yaşlı)

SENILE DECAY : English Turkish

n. yaşlanma sonucu çökme

SENILE SPECKLE : English Turkish

n. ihtiyarlık beneği

SENILELY : English Turkish

adv. bunamış bir şekilde, bunamadan etkilenmiş bir insan gibi

SENILITY : English Turkish

n. yaşlılık, bunaklık, ihtiyarlık, dermansızlık, güçsüzlük

SENIOR : English Turkish

n. üst, büyük, yaşça büyük olan kimse, kıdemli kimse, son sınıf öğrencisi, baba

SENIOR : English Turkish

adj. daha yaşlı, yaşça büyük, yaşlı, kıdemli, üst, son sınıfa ait

SENIOR CITIZEN : English Turkish

n. yaşlı

SENIOR CITIZEN DISCOUNT : English Turkish

n. yaşlılar için indirim

SENIOR CITIZENS : English Turkish

n. ihtiyarlar, yaşlılar

SENIOR CITIZENS RESIDENCE : English Turkish

n. huzurevi, yaşlılar için ev, yaşlanmışların ikamet ettiği ev

SENIOR CLASS : English Turkish

n. yaşça büyük sınıf, lise veya kolejde son sınıf

SENIOR COMMON ROOM : English Turkish

öğretmenler odası

SENIOR CREDITOR : English Turkish

orç ödenmediği zaman diğer kreditörler üzerinde imtiyazlı hakka sahip kreditör

SENIOR EDITOR : English Turkish

kıdemli editör, baş editörlerden biri, tecrübeli ve yetkili editör

SENIOR EMPLOYEE : English Turkish

kıdemli çalışan, yüksek rütbeli işçi, en üst basamaktaki işçi