English Turkish
SENSE OF PAIN : English Turkish
n. acı hissi
SENSE OF PROPORTION : English Turkish
n. göz kararı, oran kavramı
SENSE OF RHYTHM : English Turkish
itim duygusu, müziksel vuruşlara karşı hassasiyet, çabucak bir ritmi yakalama
SENSE OF SECURITY : English Turkish
güvenlik hissi
SENSE OF SIGHT : English Turkish
görme duyusu
SENSE OF SMELL : English Turkish
koklama duyusu
SENSE OF TASTE : English Turkish
tat duyusu, beş duyudan biri, tatları algılama ve idrak etme kabiliyeti
SENSE OF TOUCH : English Turkish
dokunma duyusu
SENSE OF WELL BEING : English Turkish
n. mutluluk, sağlık
SENSE ORGAN : English Turkish
n. duyu organı
SENSE PERCEPTION : English Turkish
idrak duygusu, hisler vasıtası ile alınan idrak duygusu
SENSED : English Turkish
adj. idrak edilmiş, hissedilmiş; apprehended, understood
SENSELESS : English Turkish
adj. kendinden geçmiş, baygın, bilinçsiz, duyarsız, duygusuz, hissiz, anlamsız, saçma, mantıksız, şuursuz
SENSELESSLY : English Turkish
adv. mantıksız bir şekilde, akılsız bir şekilde, anlamsız bir şekilde; aptalca, ahmakça
SENSELESSNESS : English Turkish
n. mantıksızlık, anlamsızlık, anlamsız olma özelliği; aptallık ahmaklık
SENSERY : English Turkish
n. algı merkezi, beynin duyu merkezi, duyusal bilgiyi alıp işleyen bölümü
SENSES : English Turkish
n. akıl, us, zekâ
SENSHO : English Turkish
n. "sabah iyi şans, öğleden sonra kötü şans" özel anlamına sahip rokuyo (altı günden oluşan bir hafta) Japon takviminin 6 gününden biri (ayrıca Sakigachi veya Sensho diye söylenen)
SENSIBILITY : English Turkish
n. duygusallık, hassaslık, duyarlılık, duygululuk, alınganlık, içlilik, önsezi yeteneği, anlayış
SENSIBLE : English Turkish
adj. duyarlı, halden anlayan, hassas, hissedilir, makul, mantıklı, akıllı, akıllıca, farkında
SENSIBLE PERSON : English Turkish
mantıklı kimse, zeki kimse
SENSIBLE THINGS : English Turkish
mantıklı şeyler
SENSIBLENESS : English Turkish
n. akla yatkınlık, mantıklılık; farkındalık; kavranabilirlik; algılanabilirlik, idrak etme yeteneği; dikkate değer olma durumu
SENSIBLY : English Turkish
adv. akıllı bir şekilde, mantıklı bir şekilde, anlamlı bir şekilde; hissedilebilir bir şekilde, algılanabilir bir şekilde
SENSING : English Turkish
n. idrak, algı, hissetme eylemi; anlayış, kavrama
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani