English Turkish
SENSING ELEMENT : English Turkish
n. algılama elemanı
SENSING HEAD : English Turkish
n. duyarlı kafa
SENSITISATION : English Turkish
n. hassaslaştırma eylemi, hassasiyete sebep olma işlemi; hassas olma durumu; (psikoloji) belirli olaylara ve durumlara çok hassas olma süreci (özellikle hissi olaylara ve duyusal olaylara)
SENSITISE : English Turkish
v. hassasiyete sebep olmak, hassaslaştırmak (ayrıca sensitize)
SENSITISED : English Turkish
adj. hassaslaşmasına sebep olmuş; hassaslaştırmış; (Tıp) alerjik, alerjisi olan, çok hassas, belirli bir faktöre karşı aşırı derecede duyarlı (ayrıca sensitized)
SENSITISER : English Turkish
n. katalitik bir reaksiyonun başlangıcını hızlandıran madde (katalizörden başka); ilk hassasiyetin ortaya çıkmasını takiben ikinci kez meydana gelişinde alerjik dermatitlere sebep olan alerjen (ayrıca sensitizer)
SENSITIVE : English Turkish
n. hassas kimse, alıngan kimse
SENSITIVE : English Turkish
adj. duyarlı, hassas, alıngan, duygulu, içli
SENSITIVE AREA : English Turkish
hassas bölge, gizli ve sınıflandırılmış bilginin olduğu yer
SENSITIVE INTELLIGENCE INFORMATION : English Turkish
hassas istihbarat bilgisi, gizli istihbarat haberleri
SENSITIVE ISSUE : English Turkish
hassas mesele, nazikliğinden dolayı dikkatli bir şekilde ele alınan konu
SENSITIVE PAPER : English Turkish
n. hassas kağıt, ışığın etkisine duyarlı hale getirilerek fotoğrafik kullanım için hazırlanmış kağıt
SENSITIVE PLANT : English Turkish
n. mimoza, küstümotu
SENSITIVE SPOT : English Turkish
n. hassas nokta
SENSITIVE TO COLD : English Turkish
soğuğa duyarlı, soğuk havaya maruz kaldığında acı çeken
SENSITIVE TO HEAT : English Turkish
ısıya duyarlı, sıcağa karşı hassas
SENSITIVE TO WEATHER CHANGES : English Turkish
hava değişikliklerine duyarlı, hava değiştiğinde değişiklik geçiren, havadaki değişiklikleri hisseden
SENSITIVELY : English Turkish
adv. hassas bir tarzda; duyarlı bir şekilde, tepki verecek şekilde; idrak edecek şekilde
SENSITIVENESS : English Turkish
n. duyarlılık, hassaslık, alınganlık
SENSITIVITY : English Turkish
n. duyarlılık, hassaslık, duyarlık, alınganlık
SENSITIVITY ANALYSIS : English Turkish
hassasiyet analizi, bu faktörlere farklı değerler verilen belirsiz faktörler içeren bir işlemde sonuç yaratmak için olası sonuçların ve yolların gösterimi
SENSITIVITY THRESHOLD : English Turkish
threshold at which one begins to feel, place where a person has developed a sensitivity
SENSITIZATION : English Turkish
n. hassaslaştırma eylemi, hassasiyete sebep olma işlemi; hassas olma durumu; (psikoloji) belirli olaylara ve durumlara çok hassas olma süreci (özellikle hissi olaylara ve duyusal olaylara)
SENSITIZE : English Turkish
v. duyarlı hale getirmek, duyarlılaştırmak, hassaslaştırmak, duyarlaştırmak
SENSITIZED : English Turkish
adj. hassaslaşmasına sebep olmuş; hassaslaştırmış; (Tıp) alerjik, alerjisi olan, çok hassas, belirli bir faktöre karşı aşırı derecede duyarlı (ayrıca sensitised)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani