English Turkish
BACKLIFT : English Turkish
n. (Kriket) sopayı geriye doğru sallama ve kaldırma
BACKLIGHT : English Turkish
n. arka ışık, art ışık, bir nesnenin arkasından parlayan ışık; bilgisayarlarda şeffaf sıvı görünümlü arka ışık (kontrast ve okunabilirliği arttırmak için ekran arkasından parlar)
BACKLIGHT : English Turkish
v. arka ışık vermek, bir şeyi arkadan aydınlatmak
BACKLIGHTING : English Turkish
n. karanlık ortamlarda görüntüsünü iyileştirmek amacıyla şeffaf sıvı bir ekran arkasından ışıklandırma (Bilgisayar)
BACKLINE : English Turkish
n. arka hat, canlı müzik yapan bir grubun müzik yaparken arkasında duran teçhizat (gitar yükselteci, bas amfiler ve diğer tipik teçhizat)
BACKLIST : English Turkish
n. eski liste, bir yayımcının uzun bir süredir basım için bekleyen kitaplarının listesi
BACKLIT : English Turkish
adj. arkadan aydınlatmalı, arkadan aydınlatılmış, arkadan ışıklandırılmış
BACKLOG : English Turkish
n. birikim, birikmiş işler; yedek kütük (ocak), ihtiyat, rezerv; yarım kalmığ işler, yarım kalmış işler
BACKLOT : English Turkish
n. bir film stüdyosunda büyük dış mekân sahneleri çekmek için kullanılan geliştirilmemiş büyük açık alan
BACKMARKER : English Turkish
n. arka oyuncu, geri oyuncu, bir oyun alanının geri bölümündeki yarışmacısı
BACKMOST : English Turkish
adj. en gerideki, en arkadaki
BACKPACK : English Turkish
n. sırt çantası, arka çantası
BACKPACK IT : English Turkish
v. sırt çantası ile yürümek, sırt çantası ile otostop yapmak
BACKPACKER : English Turkish
n. sırt çantalı, sırt çantalı gezgin, sırt çantasıyla yürüyüş yapan veya kamp kuran kimse, sırt çantasıyla seyahat eden kimse
BACKPACKING : English Turkish
n. sırt çantasıyla yürüyüş yapma veya kamp kurma, sırt çantasıyla seyahat etme
BACKPEDAL : English Turkish
v. geriye doğru pedal çevirmek; fikrini değiştirmek
BACKPLANE : English Turkish
n. (Bilgisayar) arka plan, anakart, bir bilgisayarda ana devre kartı (işlemci, bellek ve genişletme kartlarını içerir)
BACKPROJECTION : English Turkish
n. film geri gösterimi
BACKREST : English Turkish
n. arkalık
BACKROAD : English Turkish
n. arka sokak, arka cadde, arka yol, trafiği çok yoğun olmayan cadde, yan yol, ikincil yol
BACKROOM : English Turkish
n. arka oda, gizli oda, bir bina veya evin arka kısmında bulunan oda
BACKS : English Turkish
n. çimenlik, park
BACKSAW : English Turkish
n. sırtlı testere, tırtıl testere, sırtı metal destekli küçük ve sert testere
BACKSCATTER : English Turkish
n. doksan dereceden daha geniş bir açıyla nükleer moleküllerin saçılması veya radyasyonun yayılması; bu yolla saçılan radyasyon veya moleküller
BACKSCATTER : English Turkish
v. geri saçma, içinden geçtiği maddenin atomlarıyla radyasyon saçma, enerjiyi geri gönderme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani