Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SHEWBREAD : English Turkish

n. Sinagog'da ve Kudüs'teki Tapınak'ta Tanrı'ya bir adak olarak sunulan ve her Şabat günü yerleştirilen oniki ekmek somunu (İncilsel)

SHH : English Turkish

interj. sessiz ol! , sus!

SHHH : English Turkish

interj. sessiz ol! , sus!

SHI'A ISLAM : English Turkish

n. Şii İslam, Shi'ite İslam, İslam dininin Hz. Ali (Hz. Muhammet'in kuzeni) ve O'nun soyundan gelenlerin Hz. Muhammed'in gerçek temsilcileri olduğuna inanan bir kolu

SHI'ITE : English Turkish

n. şii mezhebi üyesi (İslam'ın iki büyük mezhebinden biri)

SHI'ITE ISLAM : English Turkish

n. Şia İslam, İslam dininin Hz. Ali (Hz. Muhammet'in kuzeni) ve O'nun soyundan gelenlerin Hz. Muhammed'in gerçek temsilcileri olduğuna inanan bir kolu

SHIA : English Turkish

n. Şiiler; Şia

SHIA ISLAM : English Turkish

n. Şia İslam, Shi'ite İslam, İslam dininin Hz. Ali (Hz. Muhammet'in kuzeni) ve O'nun soyundan gelenlerin Hz. Muhammed'in gerçek temsilcileri olduğuna inanan bir kolu

SHIAH : English Turkish

n. Şia; bir Şii

SHIATSU : English Turkish

n. basıncın vücudun spesifik bölgelerine uygulandığı Japon masaj tekniği

SHIBA : English Turkish

n. bir soyadı

SHIBBOLETH : English Turkish

n. artık kullanılmayan deyim, anlamını yitirmiş adet, parola, slogan, amacı belirten söz (parti vb.)

SHICHIMI TOGARASHI : English Turkish

n. Japon yedi baharat karışımı (kırmızı acı biber, susam, haşhaş, kurutulmuş portakal kabuğu, shiso, sansho biberi ve suyosunu içeren)

SHID : English Turkish

antipati ile birisinin kafasına vurmak

SHIELD : English Turkish

n. kalkan, siper, zırh, koruma, himaye, hami, arma

SHIELD : English Turkish

v. korumak, kalkan olmak, örtmek, kaplamak

SHIELD BEARER : English Turkish

n. kalkan taşıyıcı

SHIELD FERN : English Turkish

n. eğreltiotu

SHIELD FORCES : English Turkish

n. zırhlı kuvvetler

SHIELD OF DAVID : English Turkish

Davut kalkanı, Davut yıldızı, altı köşeli yıldız, Yahudi yıldızı, bir yıldız şekli oluşturan biri diğerinin üstünde ve ters yönde yerleştirilen iki üçgenden yapılan şekil (Davut yıldızı)

SHIELDED : English Turkish

adj. korunmuş, savunulmuş; korunmuş, barınak sağlanmış, muhafaza edilmiş, örtülmüş, üstü kapatılmış

SHIELDER : English Turkish

n. koruyan kimse, savunucu, koruyucu

SHIELING : English Turkish

n. çoban, balıkçı kulübesi, baraka

SHIFT : English Turkish

n. mesai, vardiya, ekip, çalışma grubu, değişme, değiştirme, değişiklik, çözüm, çare, bahane, kaçamak, yer değiştirme, rotasyon, kadın iç gömleği, kombinezon

SHIFT : English Turkish

v. değiştirmek, değişmek, yön değiştirmek, vites değiştirmek, lafı çevirmek, kaçamak cevap vermek, yerini değiştirmek, yüklemek, tıkınmak, devirmek (içki), başından savmak