Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SHORT WAVE : English Turkish

kısa dalga

SHORT WAVES : English Turkish

kısa dalgalar, radyo yayını için 150 metreden kısa elektromanyetik dalgalar

SHORT WHILE : English Turkish

kısa süre, an

SHORT WINDED : English Turkish

tıknefes, nefes darlığı olan, solunum yetmezliği olan, kısa süreli, kısa süren

SHORT WORKING WEEK : English Turkish

kısa çalışma haftası, 5 günlük çalışma haftası

SHORT-ARMED : English Turkish

sınırlı yetenekleri olan

SHORT-CIRCUITED : English Turkish

kısa devre, elektrik direncinde bir farkı olan, aşırı elektrik akımı olan (Elektrik)

SHORT-DATED : English Turkish

kısa dönemli, kısa dönem, kısa bir süre için

SHORT-DISTANCE RUN : English Turkish

kısa mesafeli koşu, kısa yarış, mesafe olarak 400 metreyi aşmayan yarış

SHORT-LIVED : English Turkish

kısa ömürlü, birkaç gün yaşayan, kısa bir süre için yaşayan, ölümlü, geçici, fani

SHORT-SIGHTED : English Turkish

mesafe üzerinde görüş açısından sınırlı, kısa görüş mesafesine sahip

SHORT-SPOKEN : English Turkish

kısa konuşma, kısaca ifade etmiş, kısa ve özlü söylemiş

SHORT-TERM : English Turkish

adj. kısa dönem, kısa bir zaman periyodu için devam eden veya var olan

SHORT-TERM BOND : English Turkish

kısa dönemli bono, kısa bir dönem için finansal yükümlülük sertifikası

SHORT-TERM INVESTMENT : English Turkish

(Ekonomi) kısa dönemli yatırım, hisse senetlerine göreceli olarak kısa bir dönem için yapılan yatırım (genellikle bir yıldan az)

SHORT-TERM MEMORY : English Turkish

kısa dönemli hafıza, maddeleri meydana geldikleri andan sonra kısa bir süre için tutan hafıza, STM

SHORT-TERM PLANNING : English Turkish

kısa dönemli plan, kısa bir dönem için yapılan planlama, bir yılı aşmayan bir dönem için yapılan planlama

SHORT-TERM RENTAL : English Turkish

kısa dönemli kira, kısa bir süre için kiralama

SHORT-WEIGHT : English Turkish

ağırlık olarak kandırmak/aldatmak, uygun ağırlıktan daha azını vermek

SHORTAGE : English Turkish

n. yokluk, eksiklik, açık, kıtlık

SHORTAGE OF LABOR : English Turkish

n. işgücü açığı

SHORTBREAD : English Turkish

n. kurabiye

SHORTCAKE : English Turkish

n. kurabiye

SHORTCHANGE : English Turkish

n. kontak, kısa devre

SHORTCHANGER : English Turkish

n. gerekenden daha az değişiklik veren kimse; dolandırıcı, talep edilenden daha azını sağlayan