Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SILENCING : English Turkish

n. susturma

SILENE : English Turkish

n. (Botanik) kırmızı ve pembe çiçekleri olan kalıcı bitki; renkli gösteriş çiçekleri olan ve böceklerin yakalanması için yapışkan salgı ile kaplanmış bitkilerin cinsi

SILENT : English Turkish

adj. sessiz, suskun, içinden okunan, içten içe güdülen, yazıldığı halde okunmayan (harf)

SILENT AS THE GRAVE : English Turkish

mezarda imiş gibi sessiz, mezarda gibi sessiz, tamamen sessiz, hiç sesi olmayan

SILENT BUTLER : English Turkish

sessiz uşak, masadan kırıntıları toplamak için kullanılan kapatılmış tabak

SILENT FILM : English Turkish

sessiz film, sessiz sinema

SILENT LETTER : English Turkish

sessiz harf, bir kelimenin yazılan fakat telaffuz edilmeyen harfi

SILENT MAJORITY : English Turkish

n. sessiz çoğunluk

SILENT PARTNER : English Turkish

pasif ortak, yönetime karışmayan ortak

SILENT POLICEMAN : English Turkish

sessiz polis memuru, yol ortasında yanıp sönen trafik ışığı

SILENT PROTEST : English Turkish

sessiz protesto, akla yatkın makul ve organize edilmiş gösteri

SILENT SENTRY : English Turkish

sessiz nöbetçi, aydınlatma mayını

SILENTLY : English Turkish

adv. sessizce

SILENTNESS : English Turkish

n. sessizlik, sakinlik, dinginlik, gürültüsüzlük; sessiz ve sakin kalma durumu; az konuşma, suskunluk; sessizlik, dilsizlik

SILESIA : English Turkish

n. büyük kısmı günümüz Polonya'sının güney batısında bulunan ve Oder Nehri'nin her iki kıyısı boyunca uzanan doğu orta Avrupa'da bir bölge

SILESIA : English Turkish

n. Silezya

SILESIA : English Turkish

n. İnce keten kumaş

SILESIAN : English Turkish

n. silezyalı

SILESIAN : English Turkish

adj. silezya

SILEX : English Turkish

n. çakmaktaşı

SILHOUETTE : English Turkish

n. siluet, gölge, karaltı, hayal meyal görüntü, taslak

SILHOUETTE : English Turkish

v. siluetini yapmak

SILHOUETTED : English Turkish

adj. bir silüet olarak görülmüş, bir karaltı olarak görülmüş, parlak zemine karşı karanlık bir görüntü olarak gösterilmiş

SILICA : English Turkish

n. silis, silisli toprak

SILICATE : English Turkish

n. silikat, silisik asit tuzu