Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SLAUGHTER : English Turkish

n. kesim, kırım, katliam, kıyım, toplu katliam, kan dökme, mahvetme, bozguna uğratma

SLAUGHTER : English Turkish

v. kesmek, boğazlamak, kılıçtan geçirmek, katletmek, toplu katliam yapmak, mahvetmek, bozguna uğratmak

SLAUGHTERED : English Turkish

adj. katledilmiş, kesilmiş, kıyılmış; acımaksızın öldürülmüş; büyük sayılarda öldürülmüş; tamamen yenilgiye uğratılmış (Gayrı resmi)

SLAUGHTERER : English Turkish

n. kasap (mezbaha), katil

SLAUGHTERHOUSE : English Turkish

n. mezbaha, kesimhane, toplu katliam, kıyım

SLAUGHTERMAN : English Turkish

n. mezbahada çalışan kimse

SLAUGHTEROUS : English Turkish

adj. öldürücü, ölüm saçan, yıkıcı, yok edici

SLAV : English Turkish

n. Slav

SLAV : English Turkish

adj. Slav

SLAVE : English Turkish

n. esir, köle, kul

SLAVE : English Turkish

v. köle gibi çalışmak, eşek gibi çalışmak, didinmek

SLAVE ANT : English Turkish

işçi karınca, kraliçe karıncaya hizmet eden karınca

SLAVE BRACELET : English Turkish

köle bilezikleri, pranga, ayak bileği zincirleri

SLAVE DEALER : English Turkish

n. esir tüccarı

SLAVE DRIVER : English Turkish

köle gözcüsü, kölecibaşı, köle gibi çalıştıran kimse

SLAVE MARKET : English Turkish

köle pazarı, kölelerin satışa sunuldukları pazar; işverenlerin işçilerine karşı avantaj kazanmalarına sebep olan aşırı işgücü durumu

SLAVE SHIP : English Turkish

esir gemisi

SLAVE TERMINAL : English Turkish

köle terminal, sadece giriş çıkış özellikleri olan ve merkez bilgisayar olarak hizmet eden bilgisayar

SLAVE TO FASHION : English Turkish

modaya köle, moda kölesi, sadece moda oldukları için son trendleri takip edip alan kimse

SLAVE TO ONE'S PASSION : English Turkish

tutkularının kölesi, arzularını kontrol edemeyen kimse

SLAVE TRADE : English Turkish

köle ticareti, esir ticareti

SLAVE TRADER : English Turkish

n. köle tüccarı, esir tüccarı

SLAVEHOLDER : English Turkish

n. kölelere sahip olan kimse

SLAVER : English Turkish

n. köleci, esir tüccarı, köle gemisi, salya

SLAVER : English Turkish

v. salyası akmak, ağzının suyu akmak, yaltaklanmak