Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SLANDERER : English Turkish

n. iftiracı, kötüleyen kimse

SLANDEROUS : English Turkish

adj. iftiralı, kötüleyen, karalayıcı

SLANDEROUS DOCUMENT : English Turkish

karalayıcı belge, iftira belgesi, deforme edilmiş bilgi içeren belge, iftiralar içeren belge

SLANDEROUSLY : English Turkish

adv. karalayıcı bir tarzda, iftiracı bir tarzda, yalan bir şekilde, sahte bir şekilde

SLANG : English Turkish

n. argo, meslek argosu

SLANG : English Turkish

v. argo konuşmak, küfretmek, azarlamak

SLANG DICTIONARY : English Turkish

argo sözlük, günlük konuşma dilinden kelimeler ve ifadeler içeren sözlük

SLANG EXPRESSION : English Turkish

argo ifade, günlük konuşmadan alınan fakat resmi olarak dilin bir parçası olmayan deyim

SLANG WORD : English Turkish

argo kelime, günlük konuşmadan alınan fakat resmi olarak dilin bir parçası olmayan kelime

SLANGINESS : English Turkish

n. argosal özellik, bir konuşmanın genelliği veya kabalığı

SLANGING MATCH : English Turkish

ağız kavgası, küfürleşme

SLANGUAGE : English Turkish

n. argo, günlük konuşma dili; neredeyse tamamen argo kelimelerden oluşan dil

SLANGY : English Turkish

adj. argolu, argo, küfürlü

SLANGY HEBREW : English Turkish

argo İbranice, sokak konuşması, günlük konuşma ifadeleri ve ayıp sözler içeren dil

SLANT : English Turkish

n. eğiklik, meyil, eğim, eğrilik, eğilim, meyilli yüzey, göz ucuyla bakma, bakış

SLANT : English Turkish

v. meyilli olmak, eğilimi olmak, yönelmek, sapmak, eğmek, çarpıtmak

SLANT : English Turkish

adj. meyilli, eğilimli, eğimli

SLANT EYE : English Turkish

n. çekik göz

SLANT EYED : English Turkish

adj. çekik gözlü

SLANT EYES : English Turkish

n. çekik gözler

SLANT SERPENT : English Turkish

ir yılan şeklinde tasvir edilen efsanevi balina

SLANT-EYED : English Turkish

çekik gözlülük, belli belirsiz bir açıdaki gözlerin şekli (genellikle güney doğu Asya'da)

SLANTED : English Turkish

adj. eğik, eğimli, eğri, meyilli; önyargılı, peşin hükümlü

SLANTING : English Turkish

adj. eğri, meyilli, eğilimli, verev, eğik

SLANTINGLY : English Turkish

adv. bir açıda