English Turkish
SLANTWAYS : English Turkish
adv. meyilli olarak, verevlemesine, çapraz
SLANTWISE : English Turkish
adj. meyilli, verev
SLANTWISE : English Turkish
adv. meyilli olarak, verevlemesine, çapraz
SLANTY : English Turkish
adj. eğilmiş, meyillenmiş, bir eğimli yüzey üzerine yerleştirilmiş veya konumlandırılmış (Gayrı resmi)
SLAP : English Turkish
n. şamar, tokat, şaplak, hakaret, sille
SLAP : English Turkish
v. şaplak atmak, tokatlamak, şamar atmak, şaplak vurmak, çarpmak, çatmak, çıkışmak, azarlamak, yüzüne vurmak, suratına gelmek
SLAP : English Turkish
adv. aniden, ansızın, birden, pat diye, hızla
SLAP BANG : English Turkish
irden, aniden, hızla, pat diye, tam olarak, tam
SLAP IN THE FACE : English Turkish
şamar, tokat, hakaret
SLAP ON : English Turkish
v. eklemek, ilave etmek, çarptırmak
SLAP ON THE BACK : English Turkish
arkasına vurmak, sırtına vurmak, cesaretlendirmek, övmek, methetmek
SLAP UP : English Turkish
irinci sınıf, mükemmel, dört dörtlük
SLAP-HAPPY : English Turkish
adj. eğlenceli şekilde küstah; düşüncesiz, lakayıt, umursamaz
SLAPDASH : English Turkish
adj. düşüncesiz, lakayt, umursamaz, baştan savma
SLAPDASH : English Turkish
adv. baştan savma, düşüncesizce, umursamazca, kayıtsızca, lakayt bir şekilde
SLAPHAPPY : English Turkish
adj. neşeli, dertsiz tasasız, kendinden geçmiş, sersemlemiş, şaşkın
SLAPJACK : English Turkish
n. krep, tatlı krep
SLAPPED HIM IN THE FACE : English Turkish
onu tokatlamış; reddetmiş, muhalefet geliştirmiş, onu yalanlamış, aksini iddaa etmiş
SLAPPER : English Turkish
n. tokatlayan kimse veya şey; (İngiliz Argosu) orospu, küçük orospu, sürtük
SLAPS HEAD IN DISGUST : English Turkish
antipati ile birisinin kafasına vurmak, SHID
SLAPSTICK : English Turkish
n. şakşak, hokkabazlık, kaba komedi
SLAPSTICK COMEDY : English Turkish
kaba komedi
SLASH : English Turkish
n. kamçı vuruşu, uzun yara, kesik, yırtık, yırtmaç, aşırı kesinti, ağır eleştiri, ormanda harap edilmiş alan
SLASH : English Turkish
v. yırtmak, yarmak, kesmek, yırtmaç yapmak, kırbaçlamak, kamçılamak, yara açmak, ağır eleştirmek, kesinti yapmak, kılıçla yol açmak, rasgele vurmak
SLASHED : English Turkish
adj. yarılmış, kesilmiş, yırtılmış, sökülmüş, yaralanmış; yırtıkları olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani