Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SMALL CLOTHES : English Turkish

kısa pantolon, iç çamaşırı, çocuk elbisesi

SMALL COIN : English Turkish

küçük metal para

SMALL COMPUTER SYSTEM INTERFACE : English Turkish

küçük bilgisayar sistemi arayüzü, SCSI standartı, SCSI bağdaştırıcısı, kişisel bilgisayarların diskleri ve dış donanımları için standart, SCSI

SMALL CRAFT : English Turkish

kayık, sandal

SMALL CRATER : English Turkish

küçük krater, Dimona'nın güneydoğusunda Negev bölgesinde bir krater şeklindeki vadi

SMALL CUP : English Turkish

küçük kap, küçük bardak, ince ve narin bardak veya kap

SMALL DEALER : English Turkish

küçük satıcı, düşük miktarda mal satan satıcı, perakendeci

SMALL DEFECT : English Turkish

küçük kusur, küçük hasar, engel, mahzur, handikap, noksan, eksiklik

SMALL DETAIL : English Turkish

küçük detay, gözardı edilebilecek marjinal madde/konu

SMALL DONKEY : English Turkish

küçük eşşek, sıpa, minyatür eşşek

SMALL DRUM : English Turkish

n. dümbelek

SMALL FISH : English Turkish

küçük balık, küçük yavru balık, dezavantajlı kimse

SMALL FOREST : English Turkish

n. koru

SMALL FORTUNE : English Turkish

küçük servet, küçük talih, dikkate değer para miktarı, çok para

SMALL FRY : English Turkish

küçük balık, küçük yavru balık, dezavantajlı kimse

SMALL GLASS : English Turkish

küçük bardak, küçük kupa

SMALL HOLDER : English Turkish

küçük çiftçi, küçük çiftlik sahibi

SMALL HOLDING : English Turkish

küçük çiftlik, küçük arazi

SMALL HOURS : English Turkish

geceyarısından sonraki saatler, gecenin geç saatleri

SMALL HOURS OF THE NIGHT : English Turkish

gecenin çiş yapma saatleri, gecenin geç saatleri, sabahın çok erken saatleri

SMALL INDUSTRY : English Turkish

küçük endüstri, küçük işletme, küçük atölye

SMALL INTESTINE : English Turkish

ince bağırsak

SMALL INVESTOR : English Turkish

küçük yatırımcı/sermayedar, finansal kaynaklarını kazanç için ayıran özel kişilik

SMALL KIDS : English Turkish

küçük çocuklar

SMALL LAKE : English Turkish

n. gölcük