Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SOCIALIZE : English Turkish

v. sosyalleştirmek, kamulaştırmak, sohbet etmek, kaynaşmak

SOCIALIZED : English Turkish

adj. (Amerikan İngilizcesi) hükümet tarafından yönetilen, bir grubun kontrolü altında (tıbbi bakım gibi); eşlik etmeye uygun hale getirilmiş; sosyalleşmiş, başka kimselerle ilişki ve etkileşim kurmayı öğrenmiş; sosyal olan, başkalarıyla etkileşim içinde olan; çevresel kültürün davranış biçimlerini özümsemiş; sosyalistleşmiş, sosyalistleştirilmiş, sosyalist olmuş, sosyalizmin ilkelerine göre kurulmuş (enstitü kurum hükümet vs); sosyal amaçlarla bir araya gelmiş; sosyal faaliyetlere katılan; sosyal hayata hazırlanmış (socialised olarak da yazılır)

SOCIALIZER : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) sosyalleşen kimse, sosyalleştiren kimse, başka kimselerle ilişki ve etkileşim kurmayı öğrenen; sosyal olan kimse, başkalarıyla etkileşim içinde olan kimse; çevresel kültürün davranış biçimlerini özümsemiş kimse; sosyalistleşen kimse, sosyalistleştiren kimse, sosyalist olan kimse, sosyalizmin ilkelerine göre kurulan (enstitü kurum hükümet vs); sosyal amaçlarla bir araya gelen kimse; sosyal faaliyetlere katılan kimse; sosyal hayata hazırlanan kimse, sosyal hayata hazırlayan kimse (socialiser olarak da yazılır)

SOCIALLY : English Turkish

adv. sosyal bir şekilde; toplum ile ilgili bir şekilde, toplumla ilgili olarak

SOCIALLY POTENT : English Turkish

sosyal olarak güçlü, kapsamlı sosyal bağları olan

SOCIETAL : English Turkish

adj. sosyal, toplumsal, toplum ile ilgili, topluma özgü

SOCIETY : English Turkish

n. toplum, topluluk, çevre, dernek, sosyete

SOCIETY COLUMN : English Turkish

sosyete sütunu, sosyete köşesi, bir gazetede toplumdaki ünlü kimseler hakkında haberler veren sütun

SOCIETY COLUMNS : English Turkish

sosyete sütunları, sosyete köşeleri, gazetelerde toplumdaki ünlü kimseler hakkında haberler veren bölümler

SOCIETY FOR PREVENTION OF CRUELTY TO ANIMALS : English Turkish

hayvanları zulümden koruma derneği, terkedilmiş hayvanları koruyan ve tekrar bir yuva kazandırmaya çalışan ABD'de kurulu organizasyon

SOCIETY FOR THE PREVENTION OF CRUELTY TO ANIMALS : English Turkish

hayvanları zulümden koruma derneği, terkedilmiş hayvanlarla ilgilenen kuruluş

SOCIETY FOR THE PROTECTION OF NATURE : English Turkish

doğayı koruma derneği, ulusal kaynakları korumak için araştırma yapan grup

SOCIETY FOR THE PROTECTION OF NATURE IN ISRAEL : English Turkish

İsrail doğa koruma derneği, seyehat organizasyonlarını onaylamanın yanısıra İsrailde'ki vahşi yaşamı ve doğayı korumakla ilgilenen grup

SOCIETY FOR WORLDWIDE INTERBANK FINANCIAL TRANSACTIONS : English Turkish

n. dünyaçapında bankalararası finansal işlemler derneği, SWIFT, elektronik banka transferlerinin mesajlaşma sistemi

SOCIETY OF FRIENDS : English Turkish

n. kuveykır

SOCIETY OF JESUS : English Turkish

cizvit

SOCIETY OF MOTION PICTURE AND TELEVISION ENGINEERS : English Turkish

n. sinema sanatları ve televizyon mühendisleri derneği, SMPTE, ABD'de 1916 yılında endüstrideki hareket görüntüleme sahasını geliştirmek ve standartları belirlemek amacıyla kurulan sinema endüstrisinde çalışan mühendislerin uluslararası profesyonel organizasyonu

SOCIO : English Turkish

pref. sosyal, sosyo, toplum

SOCIOBIOLOGY : English Turkish

n. sosyobiyoloj, sosyal biyoloji, evrim tarihine odaklanarak hayvanların (insanlar dâhil) sosyal organizasyonlarının yapısı ve gelişimini inceleyen bilim dalı

SOCIOCULTURAL : English Turkish

adj. sosyokültürel, kültürel ve sosyal öğeleri ilgilendiren; hem sosyal hem de kültürel meseleler ile ilgili

SOCIOECONOMIC : English Turkish

adj. sosyoekonomik, hem sosyal hem de ekonomik öğeleri bir araya getiren, hem sosyal hem de ekonomik öğelerden türetilmiş

SOCIOECONOMIC FACTORS : English Turkish

sosyoekonomik öğeler, bir toplumdaki bir kimsenin veya grubun sosyal ve ekonomik özelliği

SOCIOECONOMIC GAP : English Turkish

sosyoekonomik açık, sosyoekonomik uçurum, bir toplumun sınıfları arasındaki ekonomik farklılık

SOCIOECONOMIC STATUS : English Turkish

sosyoekonomik statü, sosyoekonomik konum, hem sosyal hem de ekonomik faktörlere dayanan rütbe

SOCIOGENESIS : English Turkish

n. sosyojenez, sosyal gelişim