English Turkish
SODA WATER : English Turkish
soda, maden sodası
SODALITY : English Turkish
n. arkadaşlık, dostluk, cemiyet, kardeşlik; birlik, topluluk
SODDEN : English Turkish
adj. sırılsıklam, çok ıslak, hamur gibi, anlamsız, sarhoş, fitil gibi sarhoş
SODDENLY : English Turkish
adv. donuk bir şekilde; anlamsızca, anlamsız bir şekilde; topak bir şekilde, ağır bir şekilde; sarhoş bir şekilde, kafayı bulmuş bir şekilde
SODDENNESS : English Turkish
n. donukluk; anlamsızlık; topaklık, ağırlık; sarhoşluk, kafayı bulmuşluk; aptallık, salaklık
SODIUM : English Turkish
n. sodyum
SODIUM BICARBONATE : English Turkish
sodyum bikarbonat
SODIUM CARBONATE : English Turkish
çamaşır suyu, çamaşır sodası
SODIUM CHLORIDE : English Turkish
sodyum klorür
SODIUM HYDROXIDE : English Turkish
sodyumhidroksit, asitleri doğal yapmak ve sodyum tuzları yapmak için kullanılan çok yakıcı bir alkali, NaOH
SODIUM NITRATE : English Turkish
sodyum nitrat, güherçile, beyaz şeffaf tuz (barut patlayıcı suni gübre yapımında ve et tuzlamasında kullanılır)
SODIUM PHOSPHATE : English Turkish
sodyum fosfat, sodyum ve fosfordan yapılan ve sanayi uygulamalarında kullanılan bir kimyasal bileşim
SODIUM RESTRICTED DIET : English Turkish
sodyum kısıtlı diyet, tuzların tüketimini tamamen yasaklayan veya en aza indirgeyen yeme planı (yüksek tansiyon hastaları için uygulana bir diyet)
SODIUM SILICATE : English Turkish
n. sodyum silikat, camsuyu, temiz beyaz cam silikası bileşimi (tekstil ve çimentoda koruyucu madde olarak kullanılır), çözünebilir cam
SODOM : English Turkish
n. günahları yüzünden Tanrı tarafından yok edilen Filistin antik kenti (İncil'den); ahlaksız ve yozlaşmış yer
SODOM AND GOMORRAH : English Turkish
Sodom ve Gomore, günahkarlıkları yüzünden Tanrı tarafından yok edilen iki şehir (İncil'den) (Sodom ve Gomore)
SODOM APPLE : English Turkish
Sodom elması, elmalı turta türü
SODOMISE : English Turkish
v. sodomize etmek
SODOMIST : English Turkish
n. sodomist
SODOMITE : English Turkish
n. oğlancı, homoseksüel
SODOMITIC : English Turkish
adj. sodomitik, sodomi (homoseksüellik) ile ilgili; fiilî livata, homoseksüellik uygulaması
SODOMITICAL : English Turkish
adj. sodomitik, sodomi (homoseksüellik) ile ilgili; fiilî livata, homoseksüellik uygulaması
SODOMIZATION : English Turkish
n. bir kimseyi oral veya anal sekse maruz bırakmak
SODOMIZE : English Turkish
v. (Amerikan İngilizcesi) oral veya anal sekse zorlamak; eşcinsellik uygulamak; bir hayvanla cinsel ilişkiye girmek (sodomise olarak da yazılır)
SODOMY : English Turkish
n. oğlancılık, homoseksüellik, cinsel sapıklık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani