English Turkish
SOFT SPOKEN : English Turkish
yumuşak sesli, tatlı dilli, iki yüzlü
SOFT SPOT : English Turkish
yumuşak nokta, hassas nokta, zayıf nokta, zayıflık
SOFT TISSUES : English Turkish
yumuşak dokular, sert olmayan hücresel vücut parçaları, esnek dokular
SOFT UNDERBELLY : English Turkish
yumuşak karın, savunmasız nokta, zayıf nokta
SOFT VEHICLE : English Turkish
yumuşak araç, takviye edilmemiş araç
SOFT WATER : English Turkish
yumuşak su, tatlı su, az kireçli su, içinde çok mineral bulunmayan musluk suyu
SOFT WEATHER : English Turkish
yumuşak hava, hoş hava, hoşa giden hava, rahat hava, bozuk olmayan hava
SOFT WHITE CHEESE : English Turkish
yumuşak beyaz peynir, süt ve süt tozundan yapılan yumuşak peynir
SOFT-FINNED : English Turkish
yumuşak yüzgeçli, yumuşak yüzgeçleri olan, yüzgeçleri yumuşak olan
SOFT-HEARTED : English Turkish
adj. itaatkâr, uysal, boyun eğen, söz dinleyen; yumuşak kalpli, yufka yürekli, affeden
SOFTBACK : English Turkish
n. karton kapalı kitap, sert pano yerine yumuşak kâğıttan bir kapağı olan kitap
SOFTBALL : English Turkish
n. beysbole benzer top oyunu, beysbolun küçük sahada oynananı
SOFTEN : English Turkish
v. yumuşatmak, kısmak, sindirmek, zayıflatmak, yatıştırmak, gönlünü almak, yumuşamak, gevşemek
SOFTEN UP : English Turkish
ombardıman ile savunmayı kırmak, savunma gücünü azaltmak
SOFTENED : English Turkish
adj. yumuşatılmış, yumuşak veya daha da yumuşak yapılmış
SOFTENER : English Turkish
n. yumuşatıcı, yumuşak hale getiren şey; yumuşaklığı arttırmak amacıyla yıkama sırasında kirli çamaşırlara eklenen sıvı madde
SOFTENING : English Turkish
n. yumuşama, beyin sulanması, beyin zarının yumuşaması
SOFTENING OF THE BRAIN : English Turkish
eyin zarının yumuşaması, beyin sulanması
SOFTENING SALT : English Turkish
yumuşatıcı tuz, sert sudaki mineralleri yok etmek amacıyla bulaşık makinelerine eklenen katkı maddesi
SOFTHEAD : English Turkish
n. aptal, mankafa
SOFTHEADED : English Turkish
adj. zeki olmayan; aptal, kaz kafalı; basit
SOFTHEADEDNESS : English Turkish
n. zeki olmama durumu; aptallık, kaz kafalılık; basitlik
SOFTHEARTED : English Turkish
adj. yufka yürekli, merhametli
SOFTHEARTEDLY : English Turkish
adv. itaatkâr bir şekilde, uysalca, boyun eğen bir şekilde, söz dinleyen bir şekilde; yumuşak kalpli bir şekilde, yufka yürekli bir şekilde, affeden bir şekilde
SOFTHEARTEDNESS : English Turkish
n. itaatkârlık, uysallık, boyun eğme durum, söz dinleme durumu; yumuşak kalplilik, yufka yüreklilik, affedici olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani