Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SONGSTER : English Turkish

n. şarkıcı, ötücü kuş, şarkı kitabı

SONGSTRESS : English Turkish

n. şarkıcı, kadın şarkıcı, şantöz, kantocu

SONGWRITER : English Turkish

n. şarkı yazarı, şarkı sözü yazarı, besteci, şarkı sözleri ve müzikleri yazan kimse

SONGWRITING : English Turkish

n. şarkı yazma, şarkı sözü yazma, besteleme, şarkı sözleri ve müzikleri yazma

SONIA : English Turkish

n. bir bayan ismi

SONIA GANDHI : English Turkish

n. (1946 doğumlu) katledilen Hindistan Başbakanı'nın dul eşi, Hindistan'da 1998 bazı önemli bölgesel seçimleri kazanan Kongre partisinin lideri

SONIC : English Turkish

adj. ses, sesle ilgili, sonik, ses dalgaları ile ilgili

SONIC BARRIER : English Turkish

ses duvarı, ses engeli, havaya karşı sesten daha hızlı yolculuk eden varsayımsal duvar

SONIC BOOM : English Turkish

ses patlaması, ses duvarını aşan bir uçağın yol açtığı patlama sesi

SONIC DEPTH FINDER : English Turkish

n. sonik derinlikölçer

SONIC SPEED : English Turkish

ses hızı

SONICS : English Turkish

n. ses bilgisi, akustik, sesin pratikte uygulanmasıyla uğraşan bilim dalı; yapay bir şekilde üretilen veya yeniden üretilen müzik sesleri

SONIFEROUS : English Turkish

adj. ses ileten; ses çıkartan, ses üreten

SONIQUE : English Turkish

n. sonik, (Bilgisayar) çeşitli türde bilgisayar ses dosyalarını (Windows medya dosyaları, MP3, WAV, MOD, ses CD'leri, vb. gibi) dinlemek için Mediascience, Inc. tarafından geliştirilen ses oynatıcı

SONJA ELEN KISA : English Turkish

n. (1978 doğumlu) suni dil Toki Pona'yı yaratan ve geliştiren Kanadalı çevirmen

SONNET : English Turkish

n. sone, on dört mısralı şiir

SONNETEER : English Turkish

n. sone yazarı, şiir yazarı, şair

SONNETEER : English Turkish

v. soneler yazmak, şiir yazmak, şiirleştirmek

SONNY : English Turkish

interj. evladım, oğlum

SONNY : English Turkish

n. oğlum

SONO : English Turkish

pref. ses

SONOBUOY : English Turkish

n. sonarlı şamandıra

SONOFABITCH : English Turkish

n. (Hakaret) orospu çocuğu, alçak herif, aşağılık herif, değersiz kimse (Argo)

SONOGRAM : English Turkish

n. sonogram, ses yazımı, bir sesin farklı frekanslarındaki enerji dağılımını gösteren grafik; bir ultrason incelemesi sırasında yansıtılan ses dalgaları tarafından üretilen görsel sunum

SONOMETER : English Turkish

n. sonometre, sesölçer