English Turkish
SOOTHSAY : English Turkish
v. kehanette bulunmak, kâhinlik yapmak
SOOTHSAYER : English Turkish
n. kâhin, gaipten haber veren kimse
SOOTHSAYING : English Turkish
n. kâhinlik, kehanet, kehanette bulunma, gaipten haber verme
SOOTINESS : English Turkish
n. islilik, kurumluluk, is ile kaplı olma durumu veya özelliği
SOOTY : English Turkish
adj. isli, kurumlu, külrengi, kara, siyah
SOOTY SHEARWATER : English Turkish
n. koyu gri veya kahverengi orta boyda yelkovankuşu
SOP : English Turkish
n. tirit, rüşvet, sus payı
SOP : English Turkish
v. yemeğin suyuna banmak, suya bandırmak, ıslatmak, bandırmak
SOP TO CERBERUS : English Turkish
ekçiyi yatıştıracak şey
SOP UP : English Turkish
içine çekmek, emmek, çekmek
SOPH : English Turkish
ikinci sınıf öğrencisi (üniv.)
SOPHIA : English Turkish
n. sofya
SOPHIA LOREN : English Turkish
(1934 doğumlu) İtalyan sinema yıldızı, "İki Kadın" filmindeki rolüyle En iyi Kdın Oyuncu dalında 1961 Akademi Ödülü sahibi
SOPHIE : English Turkish
n. bir bayan ismi
SOPHIE DANIÈLE SYLVIE MAUPU : English Turkish
n. Sophie Marceau'nun doğum ismi (1966 doğumlu), Fransız aktrist
SOPHIE MARCEAU : English Turkish
n. Sophie Danièle Sylvie Maupu (1966 doğumlu), Fransız aktrist
SOPHISM : English Turkish
n. sofizm, bilgicilik, safsata
SOPHIST : English Turkish
n. sofist, bilgici, safsatacı
SOPHISTER : English Turkish
n. ikinci ve üçüncü sınıf öğrencisi, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencisi [amer.]
SOPHISTIC : English Turkish
adj. sofistçe, safsatalı
SOPHISTICAL : English Turkish
adj. sofistike, safsatacılarla ilgili; hatalı, kusurlu, gerçeklere dayanmayan; aldatıcı, yanıltıcı
SOPHISTICALLY : English Turkish
adv. sofistike bir şekilde, safsatacı bir şekilde; hatalı bir şekilde, kusurlu bir şekilde, gerçeklere dayanmayan bir şekilde; aldatıcı bir şekilde, yanıltıcı bir şekilde
SOPHISTICATE : English Turkish
n. hayat adamı, kaşarlanmış kimse, entellektüel, bilgili kimse, bilge
SOPHISTICATE : English Turkish
v. saflığını bozmak, hayat tecrübesi kazandırmak, kaşarlanmak, pişmek, tecrübe kazanmak, safsata karıştırmak
SOPHISTICATED : English Turkish
adj. sofistike, bilgili, içerikli, bilge, entellektüel, kültürlü, tecrübeli, çok yönlü, gelişmiş, ileri, komplike, kaşarlanmış, pişkin, çokbilmiş, yapmacık, düşünceli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani