Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPECIFIC AIM : English Turkish

n. belirli amaç, belli maksat

SPECIFIC CAUSE : English Turkish

(Tıp) özel neden, spesifik sebep, özel bir etki yaratan

SPECIFIC CHARGE : English Turkish

özgül yükleme, bir maddenin bir kütle biriminde (genelde bir gramda) bulunan elektrik yükü miktarı

SPECIFIC DEBT : English Turkish

özel borç, spesifik borç, oranı bilinen borç

SPECIFIC GRAVITY : English Turkish

özgül ağırlık

SPECIFIC HEAT : English Turkish

özısı

SPECIFIC HUMIDITY : English Turkish

özgül nem, bir santimetreküp havanın emebileceği su buharı miktarı

SPECIFIC PERFORMANCE : English Turkish

aynen ifa, aynen yerine getirme, harfiyen yerine getirme, sözleşme gerekliliklerinin aynen yerine getirilmesi

SPECIFIC WEIGHT : English Turkish

özgül ağırlık

SPECIFICALLY : English Turkish

adv. spesifik olarak, özel olarak, belirli bir şekilde; sınırlı bir şekilde; özellikle

SPECIFICATION : English Turkish

n. belirtme, belirleme, tanımlama, tarif, şartname, beyanname, ayrıntılarıyla belirtme

SPECIFICATION SHEET : English Turkish

ir ürünün teknik özelliklerinin yazılı olduğu belge (örneğin bir araç makine cihaz patent talebi için ibraz edilen bir buluş vs gibi)

SPECIFICATIONS : English Turkish

n. özellikle, şartlar, şartname, imal edilecek kurulacak veya inşa edilecek olan bir şey için gerekli bir çalışmanın ayrıntılandırılmış ve kesin yazılı malzeme ölçü ve kalitesi; bir tasarımcı sanatçı veya imalatçıya verilen spesifik yazılı şartlar; bir yazılım programı donanım cihazı veya bir program dili ile ilgili olarak ürünün özellikleri ve nasıl çalıştığını içeren bilgi (Bilgisayar)

SPECIFICITY : English Turkish

n. spesifiklik, özgünlük, özgüllük; sadece belli bir organizmaya veya organizmalar grubuna özgü olma durumu

SPECIFICS : English Turkish

n. ayrıntılar, detaylar, özel maddeler

SPECIFIED : English Turkish

adj. açıkça belirtilmiş, belirlenmiş, açıklanmış; maddeleştirilmiş; işaretlenmiş, işaret konulmuş; şart koşulmuş, belirtilmiş

SPECIFIER : English Turkish

n. tam olarak belirten kimse; bir şart olarak gösteren kimse

SPECIFY : English Turkish

v. belirtmek, belirlemek, ayrıntıları ile belirtmek, açıkça belirtmek, maddeler halinde sıralamak, spesifize etmek

SPECIMEN : English Turkish

n. örnek, numune, model, simge, tahlil, ilginç tip, acayip kimse, göstermelik, tip

SPECIMEN COPY : English Turkish

n. örnek kopya

SPECIMEN OF SMB.'S HANDWRITING : English Turkish

n. el yazısı örneği

SPECIMEN PAGE : English Turkish

örnek sayfa, örnek olarak verilen sayfa

SPECIMEN SIGNATURE : English Turkish

imza örneği

SPECIOSITY : English Turkish

n. sahte olma durumu, sahtelik, sahte görüntülülük, görünürde gerçek ancak aslında sahte olma durumu; yanıltıcı bir şekilde albenisi olma durumu, aldatıcı caziplik

SPECIOUS : English Turkish

adj. aldatıcı, yanıltıcı, görünüşte iyi olan