Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SQUARE DRILL : English Turkish

v. kare delik delmek

SQUARE EATER : English Turkish

aç kurt gibi yiyen kimse, gözü dönmüş bir şekilde yiyen

SQUARE ENIX CO., LTD. : English Turkish

n. Square Enix şirketi, video oyunları ve eğlence içerikleri geliştiricisi ve dağıtıcısı Japon şirketi (Tokyo merkezli) (interaktif eğlence yazılımları ve yayınları içeren)

SQUARE FEET : English Turkish

n. feet kare

SQUARE INCH : English Turkish

inçkare, bir alan ölçüsü birimi, her kenar uzunluğu birer inç olan alan

SQUARE KILOMETER : English Turkish

kilometrekare, eni ve uzunluğu birer kilometre olan alan

SQUARE KNOT : English Turkish

camadan bağı, bir bağ türü, bir bağlama çeşidi

SQUARE MEAL : English Turkish

doyurucu yemek

SQUARE MEASURE : English Turkish

yüzölçümü, alan ölçüsü

SQUARE METER : English Turkish

metrekare

SQUARE METERS : English Turkish

n. metrekare

SQUARE MILLIMETER : English Turkish

milimetrekare, her yanı birer milimetre uzunluğunda olan alan

SQUARE OFF : English Turkish

karelemek, karelere bölmek, kavga vaziyeti almak

SQUARE PEG IN A ROUND HOLE : English Turkish

ulunduğu yere yakışmayan kimse, bulunduğu mevkiin kişisi olmayan kimse, kalıbının adamı olmayan kimse

SQUARE REFUSAL : English Turkish

elirsiz ret, açık olmayan ret, anlaşılır olmaya ret, kesin olmayan ret

SQUARE RIGGED : English Turkish

seren yelkenli

SQUARE RIGGER : English Turkish

n. seren yelkenli donanımcısı

SQUARE ROOT : English Turkish

kare kök

SQUARE SHOOTER : English Turkish

dürüst adam, namuslu kimse

SQUARE SHOULDERED : English Turkish

geniş omuzlu

SQUARE THE CIRCLE : English Turkish

daireyi kareye sokmaya çalışmak, imkânsız bir işe kalkışmak, olmayacak duaya amin demek, zor bir işe girişmek

SQUARE THE SHOULDERS : English Turkish

omuzlarını dikleştirmek, omuzlarını yukarı kaldırmak

SQUARE TOED : English Turkish

tutucu, eski kafalı, geri kafalı

SQUARE UP : English Turkish

kavga vaziyeti almak, göğüs germek

SQUARE UP TO : English Turkish

v. göğüs germek, kavga vaziyeti almak, metânetle karşılamak