English Turkish
STAFF MEETING : English Turkish
çalışanlar toplantısı, personel toplantısı, genel personelin bir plan belirlemek üzere toplanması
STAFF MEMBER : English Turkish
n. eleman, personel
STAFF MEMBERS : English Turkish
ir lidere destek veren insanlar grubu; bir kadrodaki çalışanlar grubu, çalışanlar
STAFF OFFICER : English Turkish
kurmay subay
STAFF ONLY : English Turkish
İşi olmayan giremez
STAFF POSITION : English Turkish
açık iş pozisyonu, personel açığı, personel ihtiyacı durumu
STAFF QUARTERS : English Turkish
personel genel merkezi, yönetim ekibine ayrılmış yer
STAFF REDUCTIONS : English Turkish
n. personel azaltımı, personel sayısını düşürme
STAFF ROOM : English Turkish
dinlenme salonu, personel salonu, öğretmenler odası
STAFF SERGEANT : English Turkish
kıdemli başçavuş
STAFF SUGGESTION SCHEME : English Turkish
çalışan öneri planı, verimliliği arttırma tavsiyelerinin teşvik edilmesi planı
STAFFER : English Turkish
n. çalışan, eleman, işçi, personel üyesi; bir gazetecilik ekibinin üyesi
STAFFING : English Turkish
n. bir yerde veya bir organizasyonda çalışan kimseler; çalışan alma, işçi alma, eleman alma
STAFFORD : English Turkish
n. Sir Edward Stafford (
1901), Yeni Zellanda başbakanı; Jean Stafford (
79), Amerikalı kısa hikaye yazarı; Staffordshire, orta İngiltere'de ilçe; Staffordshire'da (İngiltere) bir şehir
STAFFORDSHIRE : English Turkish
n. Stafford, Midlands'ta (İngiltere) bir şehir
STAFFS : English Turkish
Stafford, Midlands'ta (İngiltere) bir ilçe
STAG : English Turkish
v. spekülasyon yapmak, yalnız gitmek (erkek)
STAG : English Turkish
n. erkek geyik, iri erkek hayvan, damsız erkek, sap, erkeklere özel parti, spekülatör, borsa yatırımcısı
STAG : English Turkish
adj. erkeklere özel, yalnız erkekler için
STAG BEETLE : English Turkish
n. geyik böceği, makaslı böcek, erkeğinin geyik boynuzlarına benzeyen büyük dallı çeneleri olan büyük ve koyu renkli bir böcek türü
STAG FILM : English Turkish
n. seks filmi, porno film
STAG PARTY : English Turkish
erkeklere özel parti
STAGBEETLE : English Turkish
n. geyik böceği
STAGE : English Turkish
n. iskele, sahne, zemin, ortam, etap, safha, aşama, evre, kademe, katman, tabaka, derece, erim, menzil, mikroskop lâmı
STAGE : English Turkish
v. sahnelemek, sahneye koymak, hazırlamak, düzenlemek, yönlendirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani