Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STUMER : English Turkish

n. sahte para, sahte çek, karşılıksız çek

STUMP : English Turkish

n. kütük, kök kalıntısı, izmarit, küçülmüş kurşunkalem, küçücük kalmış parça, yarım parça, tahta bacak, bacak, kriket kale kazığı, meşin kalem

STUMP : English Turkish

v. sorularıyla şaşırtmak, afallatmak, ezmek, kafa tutmak, meydan okumak, seçim propagandası yapmak, topallayarak yürümek, meşin kalemle çizmek, krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek, ödemek [brit.]

STUMP OUT : English Turkish

v. krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek

STUMP SPEECH : English Turkish

açık havada yapılan konuşma, seçim konuşması, propaganda konuşması

STUMP UP : English Turkish

ödemek

STUMPER : English Turkish

n. kaleci, zor soru, kazık soru, propagandacı, kışkırtıcı

STUMPY : English Turkish

adj. güdük, bodur, kısa

STUN : English Turkish

v. sersemletmek, afallatmak, şaşırtmak

STUNNED : English Turkish

adj. afallanmış, serseme dönmüş, ağzı açık kalmış

STUNNER : English Turkish

n. yakışıklı, afet, çekici kimse, harika şey

STUNNING : English Turkish

adj. serseme çeviren, hayret verici, çekici, çarpıcı, nefis, müthiş

STUNT : English Turkish

n. hüner, numara, marifet, akrobatik uçuş, gösteri uçuşu

STUNT : English Turkish

v. büyümesine engel olmak, bodur bırakmak, dikkat çekici reklam yapmak, akrobatik uçuş yapmak

STUNT FLYING : English Turkish

n. akrobatik uçuş, gösteri uçuşu

STUNTED : English Turkish

adj. bodur

STUNTER : English Turkish

n. gösteri pilotu, akrobat, cambaz

STUNTMAN : English Turkish

n. dublör

STUPE : English Turkish

n. sıcak kompres

STUPE : English Turkish

v. sıcak kompres yapmak

STUPEFACIENT : English Turkish

n. uyuşturucu ilaç, sersemletici ilaç

STUPEFACIENT : English Turkish

adj. sersemletici, uyuşturucu

STUPEFACTION : English Turkish

n. sersemleme, şaşalama, uyuşukluk, uyuşma

STUPEFY : English Turkish

v. sersemletmek, afallatmak, şaşırtmak, uyuşturmak, bunaltmak

STUPEFYING : English Turkish

adj. bunaltıcı