Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STUFF SMB. WITH LIES : English Turkish

v. yalanlarla kandırmak

STUFFED : English Turkish

adj. doldurulmuş, dolmuş, içi doldurulmuş, tıkanmış, tıkalı

STUFFED ANIMALS : English Turkish

n. pelüş hayvanlar

STUFFED DISH : English Turkish

n. sarma

STUFFED LEAVES : English Turkish

n. yaprak sarması

STUFFED OLIVES : English Turkish

n. dolma zeytin, doldurulmuş zeytin

STUFFED PEPPERS : English Turkish

n. biber dolması

STUFFED SHIRT : English Turkish

kendini bir şey sanan tip, kendini beğenmiş, ukala

STUFFINESS : English Turkish

n. havasızlık, tıkanıklık, burun tıkanıklığı, boğuculuk, alınganlık, kibirlilik, kendini bir şey sanma, sıkıcılık, tutuculuk

STUFFING : English Turkish

n. dolgu, iç, dolma içi, dolma, özgüven, güç, vatka

STUFFING BOX : English Turkish

salmastra kutusu, yağdanlık

STUFFY : English Turkish

adj. boğucu, havasız, basık, küf kokulu, tıkanmış, bunaltıcı, sıkıcı, tıkalı, alıngan, dargın, küs, mutaassıp, tutucu, kendini beğenmiş, kibirli

STUFFY NOSE : English Turkish

n. tıkalı burun

STULTIFICATION : English Turkish

n. aptallaştırma, ket vurma

STULTIFY : English Turkish

v. aptallaştırmak, aptal durumuna düşürmek, rezil etmek, küçük düşürmek, iptal etmek, etkisini azaltmak, çürütmek

STULTIFY THE MIND : English Turkish

v. aptallaştırmak

STUMBLE : English Turkish

n. hata, sendeleme, sürçme

STUMBLE : English Turkish

v. ayağı takılmak, sürçmek, tökezlemek, sendelemek, dili sürçmek, hata yapmak, yanılmak, günah işlemek, günaha girmek

STUMBLE ACROSS : English Turkish

astlamak, tesadüfen bulmak

STUMBLE IN : English Turkish

v. hata yapmak, yanılmak

STUMBLE INTO : English Turkish

v. hata yapmak, yanılmak

STUMBLE ON : English Turkish

v. rastlamak, tesadüfen bulmak

STUMBLE THROUGH : English Turkish

v. dili sürçmek

STUMBLE UPON : English Turkish

astlamak, tesadüfen bulmak

STUMBLING BLOCK : English Turkish

engel, zorluk, güçlük