Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUMMIT CONFERANCE : English Turkish

n. zirve toplantısı

SUMMIT MEETING : English Turkish

zirve toplantısı

SUMMITRY : English Turkish

n. zirve politikası

SUMMON : English Turkish

v. çağırmak, çağırtmak, çağrı yapmak, gelmesini emretmek, celp etmek, toplamak

SUMMON UP : English Turkish

toplamak

SUMMON UP ONE'S COURAGE : English Turkish

v. cesaretini toplamak, dişini sıkmak

SUMMONER : English Turkish

n. ulak, haberci, kurye

SUMMONS : English Turkish

n. çağrı, davet, celp, teslim ol çağrısı, celp kâğıdı

SUMNER : English Turkish

n. Charles Sumner (
72), Amerikalı senatör ve köleliğin kaldırılması taraftarı; William Sumner (
1910), Amerikalı sosyologt; Edwin Sumner (
1863) Amerikan Birliği generali; bir soyadı; bir erkek ismi

SUMP : English Turkish

n. lağım çukuru, yağ karteli, maden ocağı su kuyusu, kazıya başlamadan önce kazılan tünel

SUMPTER : English Turkish

adj. yük

SUMPTER : English Turkish

n. yük beygiri, yük beygiri sürücüsü

SUMPTER HORSE : English Turkish

yük beygiri

SUMPTION : English Turkish

n. büyük öncül [fel.]

SUMPTUARY : English Turkish

adj. masraflarla ilgili, giderlere ait

SUMPTUOUS : English Turkish

adj. masraflı, pahalı, pahalıya mal olan, lüks, görkemli, ihtişamlı

SUMPTUOUSNESS : English Turkish

n. masraflı olma, tutumsuzluk, görkem, ihtişam, lüks

SUMS : English Turkish

n. hesap, hesaplama

SUN : English Turkish

pazar

SUN : English Turkish

n. güneş [astr.]

SUN : English Turkish

n. güneş ışığı, güneş, gün [şiir], yıl [şiir]

SUN : English Turkish

v. güneşlenmek, güneşlendirmek, güneşte bırakmak, güneşe sermek

SUN BATH : English Turkish

güneş banyosu

SUN BATHING : English Turkish

n. güneşlenme

SUN BLIND : English Turkish

güneşlik (pencere), tente, güneş tentesi