Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUNK : English Turkish

adj. çökük, çukur, içine çökük, gömülü, gömme

SUNKEN : English Turkish

adj. batan, batık, sualtındaki, batırılmış, çökük, çukurdaki, gömme, içine çökük

SUNLESS : English Turkish

adj. güneşsiz

SUNLESSNESS : English Turkish

n. güneşsizlik

SUNLIGHT : English Turkish

n. güneş ışığı

SUNLIT : English Turkish

adj. güneşli, aydınlık

SUNNA : English Turkish

n. sünnet, temelini Peygamber Hz. Muhammet'in sözleri ve davranışlarının oluşturduğu İslami din kurallarının büyük kısmı (ayrıca Sünnet)

SUNNAH : English Turkish

n. temelini Peygamber Hz. Muhammet'in sözleri ve davranışlarının oluşturduğu İslami din kurallarının büyük kısmı (ayrıca Sunna)

SUNNI : English Turkish

n. sünni, İslam'ın iki mezhebinden daha büyük olanına mensup kimse (Hz. Muhammet'in meşru varisi olarak ilk dört halifeyi kabul eden ve ortodoks uygulamalarla karakterize)

SUNNI : English Turkish

adj. sünni, İslam'ın iki mezhebinden daha büyük olanına ait (Hz. Muhammet'in meşru varisi olarak ilk dört halifeyi kabul eden ve ortodoks uygulamalarla karakterize)

SUNNISM : English Turkish

n. sünnizm, Sünni Müslümanların inançları ve uygulamaları

SUNNITE : English Turkish

n. sünni, İslam'ın iki mezhebinden daha büyük olanına mensup kimse (Hz. Muhammet'in meşru varisi olarak ilk dört halifeyi kabul eden ve ortodoks uygulamalarla karakterize)

SUNNITE : English Turkish

adj. sünni, İslam'ın iki mezhebinden daha büyük olanına mensup kimse (Hz. Muhammet'in meşru varisi olarak ilk dört halifeyi kabul eden ve ortodoks uygulamalarla karakterize)

SUNNY : English Turkish

adj. güneşli, aydınlık, parlak, neşeli

SUNNY SIDE : English Turkish

n. güneşli taraf, aydınlık taraf, iyimser taraf, iyimserlik

SUNOCO : English Turkish

n. Pensilvanya merkezli ABD şirketi, petrol ve petrokimya ürünleri üreticisi ve dağıtıcısı

SUNPROOF : English Turkish

adj. güneş geçirmez, ışık geçirmez

SUNRISE : English Turkish

n. güneşin doğuşu, gündoğumu

SUNROOF : English Turkish

n. tepe penceresi, sunroof

SUNS : English Turkish

n. bir soyadı

SUNSET : English Turkish

n. gün batımı, güneşin batışı, gurup, çöküş, son

SUNSET OF LIFE : English Turkish

n. yaşamın son yılları

SUNSHADE : English Turkish

n. şemsiye (yazlık), güneşlik

SUNSHINE : English Turkish

n. güneş ışığı, neşe, güneş

SUNSTROKE : English Turkish

n. güneş çarpması