Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SUPERFAMILY : English Turkish

n. üst familya [biy.]

SUPERFATTED : English Turkish

adj. çok yağlı (sabun)

SUPERFETATION : English Turkish

n. gebe hayvanın tekrar gebe kalması

SUPERFICIAL : English Turkish

adj. yüzeysel, iki boyutlu, dış, ayrıntısız, üstünkörü, yarım yamalak

SUPERFICIALITY : English Turkish

n. yüzeysellik, yüzeyde kalış

SUPERFICIALLY : English Turkish

adv. yüzeysel olarak, derinlemesine olmadan, iki boyutlu bir şekilde, üstünkörü bir şekilde

SUPERFICIES : English Turkish

n. yüzey, satıh, dış görünüş

SUPERFILM : English Turkish

n. sinema şaheseri, süper film, üstün yapıt

SUPERFINE : English Turkish

adj. son derece güzel, çok zarif, çok ince

SUPERFLUITIES : English Turkish

n. gereksiz şey, fazlalık

SUPERFLUITY : English Turkish

n. fazlalık, çokluk, bolluk, gereksiz şey

SUPERFLUOUS : English Turkish

adj. bol bol, fazla, gereksiz

SUPERFLUOUSLY : English Turkish

adv. bol bol, fazlasıyla, gereksizce

SUPERFUND SITE : English Turkish

çevresel temizliği finanse etmek için Süperfon'dan para alması için tespit edilmiş son derece kirli bölge (ABD siyaseti)

SUPERHEAT : English Turkish

v. fazla ısıtmak, kızdırmak

SUPERHERO : English Turkish

n. süper kahraman

SUPERHET : English Turkish

n. sesüstü yinelenimli alıcı

SUPERHETERODYNE : English Turkish

n. sesüstü yinelenimli alıcı

SUPERHETERODYNE : English Turkish

adj. sesüstü yinelenimli alıcıya ait

SUPERHIGH FREQUENCY : English Turkish

n. süper yüksek frekans

SUPERHIGHWAY : English Turkish

n. otoban, sürat yolu

SUPERHUMAN : English Turkish

adj. insanüstü

SUPERHUMAN BEINGS : English Turkish

n. insanüstü yaratıklar

SUPERHUMAN EFFORTS : English Turkish

n. insanüstü çabalar

SUPERIMPOSE : English Turkish

v. üstüne koymak, üst üste yapmak, üst üste getirmek, eklemek