Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUPERPOSE : English Turkish

v. üstüne koymak, üst üste koymak, üst üste yapmak, çakıştırmak

SUPERPOSITION : English Turkish

n. üstüne koyma, üst üste olma, çakışma, çakıştırma

SUPERPOWER : English Turkish

adj. süper güçlü, aşırı güçlü

SUPERPOWER : English Turkish

n. süper devlet, süper güç

SUPERRACE : English Turkish

n. üstün ırk

SUPERSATURATE : English Turkish

v. aşırı doyurmak, çok ıslatmak

SUPERSATURATED : English Turkish

adj. aşırı doymuş

SUPERSCRIBE : English Turkish

v. üstüne yazmak, dışına yazmak

SUPERSCRIPTION : English Turkish

n. üstündeki yazı, dışındaki yazı, ünvan

SUPERSEDE : English Turkish

v. yerini almak, yerine geçmek, ayağını kaydırmak

SUPERSEDEAS : English Turkish

n. üst mahkeme emri, temyiz, engel, infazın geciktirilmesi

SUPERSENSITIVE : English Turkish

adj. aşırı hassas, aşırı duygusal

SUPERSESSION : English Turkish

n. yer değiştirme, yerine geçme, yerini alma, yerine geçirme, yerine başka bir şey koyarak iptal etme

SUPERSONIC : English Turkish

n. sesten hızlı uçak, süpersonik uçak, sesüstü şey

SUPERSONIC : English Turkish

adj. sesüstü, sesten hızlı

SUPERSONICS : English Turkish

n. süpersonik ses dalgaları, süpersonik bilimi

SUPERSTITION : English Turkish

n. batıl inanç, batıl itikat, hurafe, boş inanç

SUPERSTITIOUS : English Turkish

adj. batıl inançları olan, batıl inançla ilgili

SUPERSTITIOUSNESS : English Turkish

n. batıl inançlılık

SUPERSTRATUM : English Turkish

n. üst katman, üst tabaka

SUPERSTRUCTURE : English Turkish

n. üstyapı, üst güverte, üst düzey ilişkiler

SUPERSTRUCTURE WORK : English Turkish

n. üstyapı çalışması

SUPERTAX : English Turkish

n. ek vergi, katma vergi, munzam vergi, ek gelir vergisi

SUPERVALU : English Turkish

n. Minesota merkezli ABD şirketi, birtakım perakende süpermarketler zinciri sahibi ve işleticisi

SUPERVENE : English Turkish

v. hemen gelmek, gelivermek, sonra olmak, izlemek, eklenmek