Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SUPERABUNDANT : English Turkish

adj. aşırı çok, çok fazla, bol bol, gereğinden fazla

SUPERADD : English Turkish

v. daha da eklemek, katmak

SUPERANNUATE : English Turkish

v. emekliye ayırmak, emekli etmek, yaş haddinden emekli etmek

SUPERANNUATED : English Turkish

adj. emekli, yaşlılıktan emekli edilmiş, eski kafalı, eskimiş, modası geçmiş

SUPERANNUATION : English Turkish

n. emeklilik, emekli olma, emekli maaşı

SUPERANNUATION FUND : English Turkish

n. emekli sandığı

SUPERB : English Turkish

adj. mükemmel, muhteşem, harikulâde, müthiş, alâ

SUPERBLY : English Turkish

adj. çok güzel, harikulâde

SUPERCALENDER : English Turkish

n. ince perdah merdanesi, makaralı merdane

SUPERCALENDER : English Turkish

v. ince perdah merdanesi ile perdahlamak (kâğıt)

SUPERCARGO : English Turkish

n. yük memuru (gemi), armatör vekili

SUPERCHARGE : English Turkish

v. fazla yüklemek, aşırı yüklemek, kompresörle güçlendirmek

SUPERCHARGED ENGINE : English Turkish

v. kompresörlü motor

SUPERCHARGER : English Turkish

n. süperkompresör

SUPERCILIOUS : English Turkish

adj. kibirli, tepeden bakan, mağrur, kendini beğenmiş

SUPERCLASS : English Turkish

adj. üst sınıf [biy.]

SUPERCONDUCTIVE : English Turkish

adj. süper iletken

SUPERCONDUCTIVITY : English Turkish

n. süper iletkenlik

SUPERCONDUCTOR : English Turkish

n. süper iletken

SUPERCOOL : English Turkish

v. aşırı soğutmak

SUPERCOOLED : English Turkish

adj. aşırı soğutulmuş

SUPERELEVATION : English Turkish

n. yükseltme, kaldırma

SUPEREMINENCE : English Turkish

n. aşırı üstünlük, üstünlük, üstün kâlite

SUPEREROGATION : English Turkish

n. görevinden fazlasını yapma, işgüzarlık, istenenden fazlasını yapma

SUPEREROGATORY : English Turkish

adj. işin gereğinden fazlaca yapılan, işgüzarca yapılan, gereksiz, fuzuli