Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SYCAMORE : English Turkish

n. firavun inciri, çınar yapraklı akçaağaç, çınar

SYCAMORE FIG : English Turkish

firavun inciri

SYCAMORE MAPLE : English Turkish

çınar yapraklı akçaağaç, çınar

SYCE : English Turkish

n. seyis

SYCOPHANCY : English Turkish

n. dalkavukluk, yağcılık

SYCOPHANT : English Turkish

n. dalkavuk

SYCOPHANTIC : English Turkish

adj. dalkavukluk gibi, yağcı gibi

SYD BARRETT : English Turkish

n. (
2006, Roger Keith Barrett olarak doğan) İngiliz gitarist ve müzik grubu Pink Floyd'un eski üyesi

SYDNEY : English Turkish

n. Yeni Güney Wales'in (Avustralya) eyalet başkenti ve liman şehri; Nova Scotia'da (Kanada) bir şehir; bir erkek veya bir bayan ismi; bir soyadı

SYDNEY MORNING HERALD : English Turkish

Avustralya'da yayınlanan büyük günlük gazete (Sydney'de yayınlanan)

SYLLABARY : English Turkish

n. hece işaretleri listesi (çin), heceleri gösteren işaretler tablosu

SYLLABIC : English Turkish

suff. heceli, heceden oluşan

SYLLABIC : English Turkish

adj. hece, hecesel, heceli, hece ölçüsüyle yazılmış

SYLLABICATE : English Turkish

v. hecelemek, hecelere ayırmak

SYLLABIFY : English Turkish

v. hecelemek, hecelere ayırmak

SYLLABIZE : English Turkish

v. hecelemek, hecelere ayırmak

SYLLABLE : English Turkish

v. hecelemek

SYLLABLE : English Turkish

n. hece, seslem, nota

SYLLABLED : English Turkish

adj. heceli

SYLLABUS : English Turkish

n. ders programı, ders özeti, müfredat, liste, karara bağlanmış dosyaya eklenen not

SYLLEPSIS : English Turkish

n. çiftleme, çift anlamlı kullanma

SYLLOGISM : English Turkish

n. kıyas, tasım

SYLLOGIZE : English Turkish

v. tasım ile bilinenden bilinmeyeni çıkarmak, kıyas yöntemini kullanmak (mantık)

SYLPH : English Turkish

n. hava perisi, güzel kız, ince ve narin kız

SYLPHISH : English Turkish

adj. narin, zarif, ince