Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SYMMETRIZE : English Turkish

v. simetrikleştirmek, simetrik yapmak

SYMMETRY : English Turkish

n. simetri, bakışım, ahenk, uyum

SYMPATHETIC : English Turkish

n. sempatik sinir, sempatik sistem

SYMPATHETIC : English Turkish

adj. sempatik, sevimli, cana yakın, duygudaş, aynı duyguları paylaşan, halden anlayan, aynı hisseden, diğerinden etkilenen, ortak, taraftar, sempatizan, ses titreşimi ile çıkan

SYMPATHETIC NERVE : English Turkish

n. sempatik sinir

SYMPATHETIC VIBRATION : English Turkish

tel titreşimi

SYMPATHIES : English Turkish

n. ilgi, taziye, sevgi, başsağlığı

SYMPATHIZE : English Turkish

v. sempati duymak, yakınlık duymak, yakınlık göstermek, sempatizanı olmak, tarafını tutmak, acımak, başsağlığı dilemek, etkileşmek, aynı acıyı hissetmek, halden anlamak

SYMPATHIZER : English Turkish

n. sempati duyan kimse, sempatizan, taraftar, yandaş

SYMPATHY : English Turkish

n. sempati, sevgi, ilgi, duygudaşlık, halden anlama, acısını paylaşma, acıma

SYMPHONIC : English Turkish

adj. senfonik

SYMPHONIOUS : English Turkish

adj. ahenkli, uyumlu

SYMPHONIST : English Turkish

n. senfonist, senfoni bestecisi, senfoni sanatçısı

SYMPHONY : English Turkish

adj. senfoni

SYMPHONY : English Turkish

n. senfoni, harmoni, ahenk, uyum

SYMPHONY HALL : English Turkish

n. senfoni konser salonu, resmi olarak Ekim 1900'de açılan ve dünyadaki en iyi konser salonlarından biri gözüyle bakılan Boston'da (Massachusetts, ABD) Boston Senfoni Orkestrası ve Boston Pops'lara ev sahipliği yapan konser salonu

SYMPHONY ORCHESTRA : English Turkish

senfoni orkestrası

SYMPOSIUM : English Turkish

n. sempozyum, seminer, konuyla ilgililerin tümü, konuyla ilgili çok yazarlı yayın

SYMPTOM : English Turkish

n. semptom, bulgu, belirti, araz, işaret

SYMPTOMATIC : English Turkish

adj. bulgu niteliğinde, belirti niteliğinde

SYMPTOMATOLOGY : English Turkish

n. semptomataloji, hastalık belirtilerini ele alan bilim dalı, hastalık belirtileri

SYNAGOGUE : English Turkish

n. sinagog, havra

SYNALEPHA : English Turkish

n. iki kelimeyi birleşik okuma

SYNALOEPHA : English Turkish

n. iki kelimeyi birleşik okuma

SYNANTHEROUS : English Turkish

adj. birleşik anterli, çok başçıklı