Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TAKE A PEEP : English Turkish

v. dikizlemek

TAKE A PEW : English Turkish

yeralmak [brit.]

TAKE A PHOTO : English Turkish

v. fotoğraf çekmek

TAKE A PHOTOGRAPH : English Turkish

n. fotoğraf çekmek

TAKE A PICTURE : English Turkish

fotoğraf çekmek

TAKE A POP AT : English Turkish

v. ateş etmek ( e)

TAKE A POWDER : English Turkish

toz olmak, tüymek

TAKE A PRIDE IN : English Turkish

gurur duymak, iftihar etmek

TAKE A PURLER : English Turkish

kötü düşmek, tepetaklak düşmek

TAKE A RAIN CHECK ON : English Turkish

v. hakkını daha sonra kullanabilmek

TAKE A REST : English Turkish

dinlenmek, istirahat etmek

TAKE A RIDE : English Turkish

v. gezmeye gitmek, dolaşmaya çıkmak, atla gezintiye çıkmak

TAKE A RISK : English Turkish

v. riske girmek, tehlikeyi göze almak

TAKE A SEAT : English Turkish

oturmak

TAKE A SHARE IN : English Turkish

v. katılmak

TAKE A SHINE TO SMB : English Turkish

hoşlanmak, ısınmak, kanı kaynamak

TAKE A SHORTCUT : English Turkish

v. kestirme yoldan gitmek, kestirmeden gitmek

TAKE A SHOWER : English Turkish

v. duş almak

TAKE A SLANT AT : English Turkish

v. göz ucuyla bakmak, yan gözle bakmak

TAKE A SOUNDING : English Turkish

v. iskandil etmek, ağzını aramak, derinlik ölçmek, ağız aramak, ağız yoklamak

TAKE A STEP : English Turkish

v. adım atmak, girişmek, atılmak

TAKE A STROLL : English Turkish

v. gezintiye çıkmak, gezinmek, dolaşmak

TAKE A SWING : English Turkish

v. sallanmak

TAKE A TOLL OF TEN LINES : English Turkish

v. on kişinin canına mâlolmak

TAKE A TOSS : English Turkish

v. düşmek (at, bisiklet vb)