Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TAKE FRENCH LEAVE : English Turkish

izinsiz ayrılmak, veda etmeden gitmek, izinsiz gitmek, sıvışmak

TAKE FRIGHT : English Turkish

v. korkmak, ürkmek

TAKE FROM : English Turkish

v. almak, çıkarmak, düşürmek, indirmek

TAKE GROUND : English Turkish

karaya oturmak

TAKE HEART : English Turkish

cesaret almak, güç almak, cesaretlenmek

TAKE HEED : English Turkish

dikkat etmek, dikkatli olmak

TAKE HEED OF : English Turkish

dikkat etmek, kulak vermek, aldırmak, önemsemek

TAKE HER AT HER WORD : English Turkish

v. sözüne güvenmek

TAKE HIM AT HIS WORD : English Turkish

sözüne güvenmek

TAKE HOLY ORDERS : English Turkish

v. papaz olmak

TAKE HOME PAY : English Turkish

net gelir

TAKE ILL : English Turkish

v. hastalanmak, hasta olmak, yatağa düşmek

TAKE IN : English Turkish

almak, geçirmek, sızdırmak, içeri almak, abone olmak, aldatmak, dolandırmak, kandırmak, cebe atmak, kiracı almak, anlamak

TAKE IN A REEF : English Turkish

camadan vurmak

TAKE IN REVERSE : English Turkish

v. arkadan kuşatmak

TAKE IN THE REAR : English Turkish

arkadan saldırmak

TAKE IN TOW : English Turkish

yedeğe almak, yedekte çekmek

TAKE INTO : English Turkish

v. içeri almak, sokmak, getirmek

TAKE INTO ACCOUNT : English Turkish

dikkate almak, göz önüne almak, hesaba katmak, göz önünde bulundurmak

TAKE INTO CONSIDERATION : English Turkish

göz önünde tutmak, göz önünde bulundurmak

TAKE INTO CUSTODY : English Turkish

tutuklamak, gözaltına almak

TAKE INVENTORY : English Turkish

v. envanterini yapmak

TAKE ISSUE WITH SMB : English Turkish

v. tartışmak, münakaşa etmek

TAKE IT : English Turkish

katlanmak, dayanmak

TAKE IT ON THE CHIN : English Turkish

v. metânetle karşılamak