Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TAKE THE LIBERTY TO DO : English Turkish

v. cüret etmek, cesaret etmek, yapmaktan çekinmemek

TAKE THE MICKEY OUT OF SMB : English Turkish

alay etmek

TAKE THE ODDS : English Turkish

v. kazanma şansı az bahse girmek

TAKE THE PLACE OF : English Turkish

yerine geçmek

TAKE THE PLEDGE : English Turkish

söz vermek, yemin etmek

TAKE THE RANGE : English Turkish

v. ölçmek (uzaklık), mesafe belirlemek

TAKE THE RAP : English Turkish

suçu üstlenmek

TAKE THE RISK : English Turkish

v. riske girmek

TAKE THE ROAD : English Turkish

v. yola çıkmak, yolunu tutmak

TAKE THE SALUTE : English Turkish

selâm almak

TAKE THE STAND : English Turkish

yeminle bildirmek

TAKE THE STUMP : English Turkish

v. seçim propagandası yapmak

TAKE THE TROUBLE OF : English Turkish

v. zahmet etmek

TAKE THE VEIL : English Turkish

ahibe olmak

TAKE THE VOTE : English Turkish

v. oylama yapmak

TAKE THE WATERS : English Turkish

v. kaplıcaya gitmek, içmelere gitmek

TAKE THESE MEDICINES : English Turkish

u ilaçları kullanın

TAKE THESE PILLS : English Turkish

u hapları kullanın

TAKE TO : English Turkish

alışmak, hoşlanmak, kanı kaynamak, düşkün olmak, gitmek, çıkmak (sahne vb.), sığınmak

TAKE TO DRINK : English Turkish

kendini içkiye vermek

TAKE TO ONE'S BED : English Turkish

yatağa düşmek, hasta yatmak

TAKE TO ONE'S HEEL : English Turkish

tabanları yağlamak

TAKE TO PIECES : English Turkish

parçalamak, parçalara ayırmak

TAKE TO TASK : English Turkish

v. azarlamak, çıkışmak

TAKE TO THE STAGE : English Turkish

v. sahneye çıkmak